Mesajı Okuyun
Old 31-03-2012, 13:00   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Yargıtayın vermiş olduğu karar MK.733.madde lafzı ve gerekçesine uygundur.

eKonu ile ilgili bir içtihat THS Şerhinde bulunmaktadır. Sayın Mehmet Karausta'ya teşekkür ederiz. İnceleyiniz:

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=8723

Özellikle HGK kararının şu cümleleri: "..Kısacası, yasal önalım hakkının kullanılması için gerekli sürenin başlaması konusunda bu yasal değişiklikten sonra geçerli olan kural; "öğrenme" olgusu değil "bildirim" olgusunun söz konusu olmasıdır. Bu bildirim de herhangi bir bildirim değil, noter vasıtasıyla yapılacak bildirimdir. Madde metninde "bildirilir" şeklinde kullanılan ifade kesinlik taşıdığı gibi, sürenin "bildirimden" başlayacağı da devamı fıkrada açıkça ve kesin olarak ifade edilmiştir. Bu açık düzenleme karşısında süre mutlaka bildirimden itibaren başlayacağından bildirim yapılmamışsa hak sahibinin satışı öğrendiği ileri sürülerek hak düşürücü sürenin başlatılması ve hak düşümü sonucunu doğurması olanaklı değildir.

Eş söyleyişle; yasal önalım hakkının kullanılması için öngörülen üç aylık hak düşürücü süre, satışın, önalım hakkı sahibine alıcı veya satıcı tarafından noter aracılığıyla bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Önalım hakkı sahibinin satışı kesin olarak başka bir şekilde öğrenmiş olması sürenin işlemesine yol açmaz..."

Davacıyı kötüniyetli olmaktan çıkarmaktadır. Düşüncesindeyim.

Alıntı:
Yazan ayse1728
illaki noterden bildirim yapılmalı ise dava sonunda yaklaşık 3 yıl sonra hükmedilecek miktar tapudaki beyan değerine göre mi belirlenir yoksa keşif yapılarak emsal değer mi araştırılmalıdır? (mahkeme tapu beyan değerinin yatırılmasına hükmetti)
şimdiden teşekkürler

Bu sorunuzla ilgili olarak; dava süresince, pay satış tarihi ile dava tarihi arasında uzun süre geçip, bedelin buna göre tayin edilmesi gerektiği yönünde iddiada bulunduğunuzu kabul ederek; bulabildiğim işinize en çok yarayacak Yargıtay kararını ekliyorum.

6.Hukuk Dairesi 2004/2574 Esas 2004/2706 Karar Tarih 13.04.2004 :

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, önalım hakkı sebebiyle payın iptali ile davacı adına tescile ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Önalım davalarında bedel, davalı ile satıcı paydaş arasında yapılan satım sebebiyle davalı tarafından ödenen satım bedeli ile tapu harç ve masrafı toplamından ibarettir. Yargıtay'ın yerleşen içtihatlarına göre satım tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir süre geçmişse payın dava tarihindeki değeri belirlenerek o miktarın şufa bedeli olarak kabul edilmesi icabeder. Bu süre dosya özelliği iktisadi hayattaki değişiklik dikkate alınarak belirlenir.
Dava konusu edilen pay 27.7.2000 tarihinde davalıya 9.000.000.000.-TL bedelle satılmış, dava ise 6.7.2001 tarihinde ikame edilmiştir. Bu iki tarih arasındaki zaman farkı gözönünde tutularak payın dava tarihindeki değeri belirlenerek fark olduğu takdirde onun da depo ettirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bundan zühul olunması doğru olmadığı gibi bedeldeki muvazaa iddiası ispat edilmediğinden arasındaki fark üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da hatalı görülmüştür.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
Sonuç:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.04.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin,