Mesajı Okuyun
Old 14-04-2010, 13:03   #7
lawyerdc

 
Varsayılan

"T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1992/15-129
K. 1992/237
T. 1.4.1992
• GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ ( Şekil noksanının ileri sürülememesi )
• OBJEKTİF İYİNİYET ( Çekle aykırı sözleşme )
• ŞEKLE AYKIRI SÖZLEŞMEDE EDİMİN KABULÜ
• ŞEKLE AYKIRILIĞININ İLERİ SÜRÜLEMEMESİ ( Hakkın suistimali )
• HAKKIN SUİSTİMALİ
• MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI ( Tapu iptali )
743/m.2
818/m.213
ÖZET:Her iki tarafın sözleşmede öngörülen edimlerini yerine getirdikten sonra şekil şartına riayet edilmediğine dayanılarak sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi iyiniyet kurallan ile bağdaşmaz.

Müteahhid imal ve teslim borcunu yerine getirdiğine, davalı malikler kendilerine düşen bağımsız bölümleri teslim aldığına göre; şekil itirazının reddi ile tapu iptali ve tescil talebinin kabulü gerekir.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli Aslıye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.3.1990 gün ve 1988/391-1990/204 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 6.2.1991 gün ve

( .1-Uyuşmazlık eser ( istisna ) sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Kural olarak eser sözleşmesi şekle tabi değildir. Bu akitlerde yüklenicinin imal ve teslim borcuna karşılık ış sahibinin ücret borcu vardır. Bu ücretin mutlaka para olarak ödenmesi gerekmez. Günümüzde yaygın haliyle inşaatlarda ücret yerine arsa payı devri kararlaştırılmaktadır. Bu takdirde taşınmaz mülkıyetinin devri söz konusu olduğu için akdin resmi memur huzurunda ya da satış vaadi ise Noterlikte düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Burada şekil akdin sıhhat şartıdır. ( M.K. 634, B.K. 213, Tapu K.26, 1512 S. Noterlik K.60-3 Md ). Somut olayda yüklenicinin yapacağı daireler karşılığı iş sahibinin arsa devri söz konusu iken sözleşmenin yasanın öngörülmediği şekilde yapılmadığı, sadece yazılı şekilde yapıldığı bir gerçektir. Ne varki karşılıklı edimleri içeren bu akitte davacı yüklenicinin imal ve teslim borcunu yerine getirdiği, davalı İzzet ve paydaşlarının kendilerine düşen bağımsız bölümleri teslim aldıklan ve kabul ettikleri, sadece bazı ayıplı ve noksan işleri öne sürdükleri ve dava konusu olan dışında bağımsız bölümlerin arsa paylarını davacıya devretmek suretiyle kendı edimlerini de yerine getirmiş oldukları açıktır.

1990/2583-1991/447 sayılı ilamı;

Her iki tarafın sözleşmede öngörülen edimlerini yerine getirdikten sonra şekil şartına riayet edilmediğine dayanılarak sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. O ana değin susan ve hatta kendi edimini de dava konusu dışında yerine getiren taraf artık şekil noksanlığına dayanamaz. Bu yolda uygulamaya dair Yargıtay İçtihatları kararlılık kazanmıştır. ( Y.H.G.K.T.28.3.1973, E,14-31, K.256, 15.H.D.T.15.4.1985, E, 3578, K.1260. ) Hal böyle iken akdin geçersizliğinden ve olayda yeri olmayan içtihadı birleştirme kararından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

2- Sözleşmede İzzet Başol yanında yer alan ve tapuda da paydaş görülen diğer kişilerin davacı yükleniciye karşı ferağ borcundan ötürü Izzet Başol ile mecburi dava arkadaşlığı olduğu halde, bunlar davaya dahil edilmeden yargılama yapılarak hükme varılmış olması aykırılık olup bozma sebebedir,

3- Konusunda uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak, tescil davasının açıldığı tarihteki rayi bedellere göre arsa sahıplenne ait dairelerde noksan ve ayıplı işler bedelnın tesbiti, orlak yerlerdeki ayıplı ve noksan iş bedellerinden de davalılar payına isabet edenin tesbit edilen bu miktara eklenmesi ve bulacak meblağın aynı anda davacı tarafından davalıya ödenmesi kaydıyla ve olayın özelliği itibariyle bağımsız bölümü devralan diğer davalı Yasemin'in davalı izzetin kızı olduğu da nazara alınarak 7 no'lu bağımsız bölüme isabet eden arsa payı tapusunun iptali ile davacı adına tescili suretiyle birlikte ifaya karar verilmesi gerekir iken, bir hakkın sınf başkasını zararlandırcı biçimde kullanılmasına yol açacak tarzda karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edıldiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genei Kurulunca de benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykındır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz ıtirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi."