Mesajı Okuyun
Old 10-04-2007, 16:47   #6
gülten efe

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU


Esas No.
1995/12-746
Karar No.
1995/906
Tarihi
01.11.1995


818-BORÇLAR KANUNU/146/487/488/496
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/68.1


TAHSİLDE TEKERRÜR
MÜŞTEREK BORÇLULAR ARASINDAKİ MÜNASEBET
RÜCU BELGESİ
MÜTESELSİL BORÇLUNUN DİĞER BORÇLULARA RÜCUU
KEFİLİN ALACAKLIYA HALEFİYETİ
KREDİ BORCUNA MÜTESELSİL KEFALET


ÖZET
KEFİL, EDA ETTİĞİ ŞEY NİSBETİNDE, ALACAKLININ HAKLARINDA ONA HALEF OLUR. BU SEBEPLE BORCU ÖDEYEN KEFİL, ASIL BORÇLUYA ÖDEDİĞİ MİKTARIN TAMAMI İÇİN, DİĞER MÜTESELSİL KEFİLE PAYINA DÜŞEN MİKTAR KADAR RÜCU HAKKINA SAHİPTİR.


DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırıkkale İcra Tetkik Mercii'nce davanın reddine dair verilen 12.12.1994 gün ve 334-397 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 9.2.1995 gün ve 1790-1720 sayılı ilamı.

( ...B.K.nun 146. maddesine göre borcun mahiyetinden hilafı istidlal o-lunmadıkça müteselsil borçululardan herbiri alacaklıya yapılan tediyelerden birbirine müsavi birer hisseyi üzerlerine almaya mecburdur ve hissesinden fazla tediyatta bulunan, fazla ile diğerlerine rücu hakkında haizdir. Kırıkkale 1.İcra Müdürlüğünün 1994/2343 sayılı dosyasındaki kredi sözleşmesinde bu dosyada hakkında takip yapılan Satılmış ve Ahmet Yıldırım müşterek ve müteselsil borçludurlar. Takip yapan alacaklı yaptığı ödemeden kendi payına düşen 1/3 oranındaki kısım dişında kalan ödemeleri için diğer boçlulara rücu hakkını haizdir. Takip dayanağı kredi sözleşmesi ve icra müdürlüğünün belgesi ile birlikte değerlendirildiğinde bu belgeler İİK-.nun 68/1. maddesindeki belgelerdendir.İtirazın yukarıda belirtilen oranlar dahilinde kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle dosya yerine geri çevri-lerek yeniden yapılan yagılama sonunda; mahkemece önceki kararda dire-nilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Alacaklı banka tarafından, kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi ve hesap özetine dayanılarak, kredi borçlusu Satılmış Yıldırım, müşterek borçlu ve müteselsil kefiller Ulvi Siperoğlu ve Ahmet Yıldırım haklarında genel haciz yolu ile takip yapılmış, takip kesinleşmiştir. Borçlulardan Ulvi Siperoğlu dosya borcunu harice alacaklı bankaya ödemiş, alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce kendisine rücu belgesi verilmiştir. Adı geçen bu belge ile diğer iki borçlu haklarında konumuz olan takibi yapmıştır. 49 örnek ödeme emri tebliği üzerine borçlular icra müdürlüğüne verdikleri itiraz dilekçesinde, alacaklıya hiç bir borçları bulunmadığını, takibe konu olan borca karşılık 18.4.1994 vade tarihli, biri 5.000.000.-TL diğeri 10.000.000.-TL. bedelli iki adet bono verdiklerini, bono bedellerinin bankaca tahsil edildiğini ileri sürmüşlerdir. Borçluların borca ve miktarına bir itirazları yoktur. Bonolarda, kredi borcuna atıf bulunmadığı gibi, alacaklı vekili bonoların kredi borcu nedeniyle verildiğini kabul etmediğinden, borçluların ödeme iddiaları da sabit olmamıştır.

B.K.nun 496. maddesi uyannca, "kefil eda ettiği şey nisbetinde alacaklının haklarında, ona halef olur". Bu nedenle borcu ödemeyen Ulvi Siperoğlu asıl borçluya ödediği miktarın tamamı için, diğer müteselsil kefil Ahmet Yıldırım'a payına düşen miktar kadar rücu hakkına sahip olmuştur. B.K.nun 487 ve 488/2. maddelerine göre tahsilde tekerrür olmak kaydıyla ve yukarıda açıklanan esaslar dahilinde itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddi isabetsizdir. Bu itibarla önceki kararda direnilmesi doğru değildir. 0 halde usul ve yasaya uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.