Mesajı Okuyun
Old 14-12-2013, 19:35   #4
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,sizinde bildiğiniz gibi muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları yargıtayın 1974 tarihli içtihadı birleştirme kararına dayanmaktadır.Bu içtihadın uygulanabilmesi için murise ait tapulu bir taşınmaz bulunmalı,muris bu taşınmazı gerçekte bağışlamak istediği halde tapuda satış doğrultusunda iradesini ortaya koymalı ve en önemlisi de bu işlemi diğer iradi veya yasal mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapmalıdır.Özetle muris mal kaçırma amacıyla hareket etmiş olmalı ve torun da murisin bu amacını bilerek işleme katılmalıdır.(Çünkü muvazaalı işlem,özü itibariyle bir haksız fiildir).Bir kimsenin kız-erkek evlat ayırımı yapması,1.veya 2. evlilikten olma çocuklarını kayırması,muris ile diğer yasal veya iradi mirasçıları arasında küslük, kırgınlık, husumet bulunması,eşi ile arasında geçimsizlik bulunması (eşinden mal kaçırması halinde)vs. gibi nedenler bulunması halinde murisin mal kaçırma kastının varlığından söz edilebilir.
Eğer muris,kendisine daha fazla yakınlık,saygı,sevgi ve ilgi gösteren veya kendisinin hastalığı ile ilgilenen, kendisinin ihtiyaçları için koşturan,kendisine bakan,özel işlerini gören vs. gibi nedenlerle torununa duyduğu sevgi ve minnetin bir ifadesi olarak müvekkiliniz olan torununa bir taşınmaz bağışlamışsa böyle bir durumda murisin mal kaçırma kastından,iradesinden söz edilemez.Özellikle murisin büyük miktarda terekesinin yasal mirasçılara kalmış,intikal etmiş olması da murisin mal kaçırma kastının bulunmadığını gösteren diğer bir yan olgudur.Sonuç olarak dava açan davacılar,bu sebeplerle veya benzer sebeplerle murisin mal kaçırma kastının bulunduğunu hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde ispat etmekle yükümlüdürler.Yani taşınmazın toruna satış akdi ile devredilmiş olması tek başına ve mutlak olarak muvazaanın varlığını göstermez.Kesin olarak murisin iradesinin ortaya konulması gerekir.
Olayınızda davacı yasal mirasçıların da muristen birçok yardım gördüğünü belirtmiş iseniz de ne yerel mahkemeler ne de yargıtay(1.Hukuk Dairesi)muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davalarında bu savunma üzerinde durmamaktadır.
Yargıtay uygulamalarında muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davalarında savunma yoluyla ileri sürülen taksimin varlığından söz edilebilmesi için, murisin sağlığında yasal mirasçıların tamamına miras paylarını dikkate alarak eşit veya birbirine yakın değerde satış yoluyla olsa bile taşınmaz devri yapılmış olmalı ve murisin bu işlemleri, sağlığında mirasının bir kısmını veya tamamını yasal mirasçıları arasında taksim etme amacıyla-kastıyla yapmış olması gerekmektedir ki sizin olayınız da taşınmazı temlik alan torun yasal mirasçı konumunda değildir. Saygılarımla..Av.Şükrü Söğüt