Mesajı Okuyun
Old 09-01-2007, 23:59   #29
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

3. PERDE ÖNCESİ 2. PERDE.
ALINTI: Diyelim ki :bir binanin icerisinde 1000 kisi var ve bu binadakileri
rehin almis eli silahli bir kisi var.bu eli silahli kisi binadakilere
diyor ki icinizde benim istedigim bir A sahsi var onu bana verin
oldurecegim ve sizi bagislayacagim.bu gruptaki kisilerin ortak
kararlari ile sectikleri bir sozculeri(lider) var ve bu lider silahli
adamin teklifini kabul ederek A kisisini ona veriyor ve silahli kisi A
sahsini oldurdukten sonra diger 999 kisiyi saliveriyor.ben ben de A
sahsinin 1. derceden yakiniyim ve bu grup liderini dava ediyorum siz
yargic olsaniz kimi hakli bulurdunz
Saygılarımla....
Gökhan Tozoğlu

ALINTI: ARMAĞAN KONYALI: İlk duruşmasında dinleyiciler o kadar kalabalıktır ki, salona sadece felsefe derneğine üyelik kartını gösterenlerin girmesine izin verilmiştir. Silahlı adamın müdafi olan avukat parlak pembe takım elbise giymiş, cübbesini neredeyse omuzundan düşecek kadar arkaya atmıştır. Karşısında siyahlara bürünmüş 1.000 müdahil avukatı durmaktadır. Aşamalardan sonra müdafi avukat mantık ve felsefeye dayanan savunmasına geçer :****Bir başka konuyla ilgili önerme: Felsefe şu ana kadar hiçbir şeyi başaramamıştır.

***********

1.PERDENİN SON KISMINI HATIRLATMA
1.000 müdahil avukatı savunma karşısında çaresiz kalmıştır. Ağır Ceza Heyeti arka odaya görüşmeye çekilir. C.Savcısı kürsüde sair evraklarını imzalamaya devam eder. Mübaşir sandalyeye çöker. Katibenin elleri kucağında dinlenirken, gözleri hayallere dalar.

Perde kapanır.
İkinci perde açılır.
Olayda bilinmektedir ki silahlı kişi ile birlikte 1001 kişi varlık göstermektedir.
Sayın hakim; eğer 1000 kişiden oluşan kamusal vücut varken ortada, sonradan 1 kişi de dahil edilmiş olduğuna göre artık esasa 1001 kişilik tek vücut bir kamusal vücudun varlığını alacağız demektir.Sayın Gökhan Tozoğlu” nun maddi olay olarak öne sürmüş olduğu meselede kamusal kesim 1000 kişiden mi ibarettir yoksa 1001 kişiden mi bunun açıklığa kavuşmasını talep ederken ben yine de senaryoyu maddi olay alarak İddiamı devam ettirmek istiyorum.ÖNCELİKLE CEZA DAVASINDA MADDİ GERÇEĞİN TA KENDİSİNİN ARAŞTIRILMASI KURALDIR. Senaryo ile iş yapılmasa da ….maddi olay olarak senaryoyu ele alalım. Ayrıca önemle belirtmek isterim ki sayın hakim Felsefenin yani düşüncenin varlığı önemsiz ise düşünme eyleminden başka bir araç ile KARŞI TARAFIN AVUKATLARININ SAVUNMA YAPMASINI talep ederim. Mesala ben karşı tarafın eliyle savunma yapmasını, beyin uzvunu asla kullanmamasını şiddetle istiyorum. Bizim kamusal bütünlüğümüz içinde düşünmek asil bir vazife iken felsefenin hiçe sayılması gibi bir TEZ ortaya atılmışlığını görerek bunu da karşı cevap olarak belirtiyorum.

Bilindiği gibi bu 1001 kişilik vücudun ne şekilde işleyeceği baştan bütün tarafından belirlenmiştir. Fakat bu bütün içinde eline silahı alan kişilerden biri farklı bir öngörü ile bu bütünden ayrılmak çabası içine girmiştir ki bütünün tüm varlığını kendine tabi kılmak gibi bir gayesi beyan olmuştur eylemleri ile. Bu eli silahlı kişi bütün vücudun ayaklarından biri olsun ve diğer ayak ise A şahsı olsun. Beynin iki bölümünden bir tanesi ise Tüm vücudun temsilcisi olarak seçilmiş olayda tabi senaryoya göre. Artık ortada 1001 kişiyi temsil eden bir BEYİN yoktur. Dolayısıyla, ortada vücudun ayaklarından biri olan A evreni, eli silahlı diğer bacak olan B evreni ve bu vücudun geriye kalan kısmını temsil ettiğini iddia eden C evreni vardır. Katibemiz elleri kucağında dinlenirken, gözleri bütünün eski halini arama çabalırı için kapanmış ve bütünün eski halini gözlerini kapatıp hayal etmeye başlamıştır. Ortada şu an 3 adet kamusal alan vardır ve her biri aynı evren içinde değil ayrı ayrı evrenler içindedirler. Artık ortada 3 devletin mücadelesi vardır diyebiliriz. Bundan sonra ortaya çıkacak senaryolar bir kaostur. Çünkü tek bacaklardan biri ayrılmış ve kendi başına sanırım yol alamaz, diğer eli silahlı bacak sanırım geriye kalan kısmı hükmü altına alarak her dediğini yaptırabileceğini zannetmektedir ki……Ben kendim bir adet tahta bacak temin edebilirim. Sayın hakim Eğer A bacağı henüz bütünden koparılmamışsa elbet bu tek bacak yalnız başına yaşam şansının olmadığını ve bütünden koparılmak istemediğini şiddetle arzulamaktadır ki henüz koparılmamışsa bütüne iade edilmesi hususunda karşı taraf ile tekrar UZLAŞILMASI ve bütünün tekrar eski haline iadesini saygıyla ilk istek olarak beyan ederiz. Ayrıca eli silahlı B blokunun (bacağının) elinden silahın alınması ve tekrar bütünün isteklerine uyacak şekilde FORMATLANLASINI şiddetle talep ederiz.

Eğer A bacağı bütünden koparılmış ise geriye kalan tüm bütünün TAKMA BACAKLA hayatını idame ettirmesine mahkum edilmesini ve Hayatını bütünün varlığını idame ettirmekle geçirmesini sağlayan B bacağına ise GERİYE KALAN BÜTÜNÜN bünyesinde bir defin yeri açılıp oraya törenle defnetmeye mahkum edilmesini saygıyla talep ederim. Bu defin yerinin KAMUSAL VİCDAN ALANI OLMASINI ve üzerinden gülleri eksik etmeyeceğini şimdiden beyan etmesini ve onun aziz hatırasına saygıyla her vakit selam vereceğini şimdiden beyan etmesini ve bu yönde GERİYE KALAN BÜTÜNE FORMAT ATILMASINI tarafınızdan talep ederim.

Sonuç olarak; eğer A şahsımız henüz bütünden koparılmamış ise 1001 kişiden oluşacak bütüne YENİDEN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KURMASI YOLUNDA SAĞLAM BİR FORMAT ATILMASINI ve dış evrenlere karşı korumasını daha sağlam yapabilmesi için BÜTÜNLEŞMENİN daha iyi YAPILANDIRILMASINI-FORMATLANMASINI saygıyla talep ederim.

Yok eğer bunlara imkan yoksa…ben şimdilik geriye kalan bütünün ELİ SİLAHLI SAHSIN HÜKMÜ ALTINA GİREREK tek ayaklı olarak evine dönmesini öneririm.
Yapacak bir şey yoktur. Olan bütünlüğe olmuştur. Tek yol iyi bir format atarak-ıslah ederek geriye kalan bütünün diğer uzuvlarını kaybetmesini şimdiden önleyip …..BÜTÜN FABRİKANIN tek bacağıyla işlevini görmesini sağlamaktır.

Felsefenin gerekliliğini savunarak onun imkanlarını en güzele ulaşmak adına kullanmak dileğimi sunarak…
GERİYE KALAN BÜTÜNÜ SAYGIYLA SELAMLARIM. 2. Perde bitmiştir.
Sevgili katibemiz artık uyanır ve bütünü artık gözleriyle göremese de yazıyla yazabilmek için bu imkanı düşünmek gibi bir hayalle bulur. Artık düşüncesinde bütünlük gözlerinde ise eksiklik belirir. Gözlerini ne amaçla kapamıştır sizce