Mesajı Okuyun
Old 14-06-2012, 07:33   #1
peling

 
Varsayılan Evlilik içinde kurulan soy bağının reddine ilişkin Yargıtay Kararı

13 Haziran 2012 ÇARŞAMBA
Resmî Gazete
Sayı : 28322

YARGITAY KARARI

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:
Esas : 2011/1980

Karar : 2012/9434

YARGITAY İLAMI
İncelenen Kararın:

Mahkemesi : Gaziantep 3. Aile Mahkemesi

Tarihi : 17/7/2009

Numarası : Esas no: 2009/633 Karar no: 2009/594

Davacı : H.Ç.

Davalılar : 1 - M.Y. 2 - Ö.K.

Dava Türü : Soybağının Reddi ve Babalık

Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa, 31/3/2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 3. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrası gereğince; 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.

Davacı H.Ç. vekili tarafından davalılar M.Y. ve Ö.K.’a karşı açılan davada; davacı eski eşi olan M.Y. ile aralarında boşanma davası devam ederken davalı (eski eşi) M.Y.’ın diğer davalı Ö. K. ile gayriresmi olarak birlikte yaşamaya başladığını, bu birlikteliklerinden 2/12/2007 tarihinde A. isimli çocuğun doğduğunu, ancak çocuğun doğduğu tarihte davalı M. ile evlilikleri henüz sona ermediğinden küçük A.in nüfusta davacı H. Ç.'nin hanesine kaydedildiğini ileri sürerek; nüfus kaydının tashihine karar verilmesi istenmiş; davalılar mahkeme huzurunda davayı kabul etmişler, mahkemece davanın kabulüne küçük A.'in M. Y. ile Ö.K.'un müşterek çocukları olduğunun tespitine, A.Ç.'nin davacı H. Ç.’nin aile kütüğünde bulunan kaydının iptali ile davalı M.Y.’ın nüfus kütüğüne tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Küçük A., davacı H.Ç. ile davalı M.'in evliliklerinin devamı sırasında doğduğuna göre, dava; davacı H.Ç. ile küçük A. arasında “evlilik içinde doğumla” kurulan soybağının reddi, bu çocuğun babasının Ö. K. olduğuna ilişkin iddia bakımından da “babalığa” ilişkindir. Başka bir ifade ile davada iki ayrı talep söz konusudur. Birinci talep soybağının reddi, ikincisi ise babalığa hükmedilmesidir. Soybağı reddedilmeden küçüğün babasının bir başkası olduğu kabul edilemeyeceğine göre, her iki davanın birlikte sonuca bağlanması mümkün bulunmamaktadır. Bu bakımdan “babalığa” ilişkin ikinci talebin davadan tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedilmesi, soybağının reddi davasının, babalığa ilişkin davada “bekletici sorun” sayılarak, neticesinin beklenmesi, soybağı reddedildikten ve buna ilişkin hüküm kesinleştikten sonra, babalık davasının sonuca bağlanması gerekir. Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuğun isteyebileceğinin (TMK. md. 301/1), davacı H.Ç.'nin "babalık davası" açma hakkının bulunmadığının gözetilmesi ve babalık davasının Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbar edilmesi gerektiğinin (TMK. md. 301/3) gözetilmesi gerekir. Soybağının reddi davasının kabulü halinde, çocuğun baba hanesindeki kaydı kapatılarak, anasının bekarlık hanesine, anasının bekarlık soyadı ile taşınacağından (Nüf. Hiz. Kanunu Uygulama Yönetmeliği md. 104/1) nüfus kaydının idarece açıklanan yönde düzeltilmesi soybağının reddinin kendiliğinden doğan sonucu olup, davanın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesindeki nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve iptali ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Soybağına ilişkin davalarda davalıların “davayı kabul” beyanlarının tek başına sonuç doğurmayacağı, hakimin maddi olguları re’sen araştırmakla yükümlü olduğu (TMK. md. 284/1), kan ve genetik araştırma ile soybağı olgusunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti ile sonuca gidilmesi gerektiği gözetilmeden davalıların kabulüne dayanılarak eksik inceleme ile karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin yukarıda açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 12/4/2012