Mesajı Okuyun
Old 14-08-2009, 21:25   #35
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Yukardaki yazimin bir kisminda, bazi hastlaliklar icin, sanki umudun olmadigi gibi bir tablo cizmisim farkinda olmadan, ama aslinda demek istedigim, en kötü tanilarda bile, insanoglunun umudu kalbinde daima yasattigi ve yasatmasi gerektigi idi.. Yoksa, bugün tibbin geldigi noktada, artik bircok sifasiz sayilan hastaliklara tedavi bulunuyor...Ya da tedavi fayda getirmez denen hastalar, beklenmedik sekilde iyilesebiliyor...

Ben yukardaki yazimda, öncelikle riza aciklamasinin gecerliliginin, ciddiliginin tesbit edilmesinin cok zor olduguna isaret etmistim. Almanya'da ama, ayrintili egitim, psikolojik destek, danismanlik vs. sürecinden sonra, insanlarin rizalarinin, hukuken kabul görecek bir riza olarak kabul edilecegi belirtiliyor, ediliyor da...Bu noktada, rizanin etkinligi bilimsel verilerle saglanabiliyor deniyor.

Aslinda ülkemizde bu ötanazi konusu ne yazik ki, benim de yukardaki yazimda temel aldigim sekliyle tartisiliyor daha cok, yani aktif ötanazi (ölüme etken yardim) acisindan. Ama bugün pasif ötanazi (ölüme edilgen yardim), nerdeyse Avrupa'nin her ülkesinde (Italya'da kilisenin etkisi olsa da gecerli, Yunanistan ve Polonya'da hala sorunlu), uygulaniyor. Ölüme edilgen yardim, hastanin tedaviyi red hakkinin kullanmasi olarak algilaniyor.

Bir insanin, hekim eliyle ilac enjekte edilerek öldürülmesi bu noktada etken bir hareket olarak kabul edildiginden ölüme etken yardim olup, reddediliyor. Ama kendisine hic bir tibbi girisimde bulunulmasini istemedigini belirten hasta, özünde tedaviyi red ettiginden, onun bu hakkina saygi gösterilmesi gerektigine dikkat cekiliyor ve ölüme edilgen yardim cezalandirilmiyor. Solunum cihazinin fisinin cekilmesi, etken degil edilgen bir hareket olarak kabul edilerek, ölüme edilgen yardim söz konusu oluyor. Hatta bazi hukukcular, solunum cihazini, hekimin kolu olarak algiliyorlar, bu nedenle, aracin dügmesine basilmasi merkez alinmiyor bütüncül bir yaklasimla, cihazin calismasi durudurulumustur deniyor.

Daha fazla uzatmadan, son olarak ilave etmek isterim ki, ölüme edilgen yardimin anayasal kaynagi olarak, kisinin yasama hakkinin varligi kadar, kisinin insan öz sayginligina yakisir sekilde yasamasinin, kendi gelecegini kendi eliyle belirleme hakkinin da önemli ve degerli oldugu temel alinmakta. Yani TIP HUKUKUNDA edilgen yardimi kabul eden ülkeler, kisinin kendi gelecegini belirleme hakki (bireysel özerklik), yasama hakkindan üstündür diyorlar.

Aslinda insan söyle düsündügünde, neden olmasin ki diyor: Herkes hastaneye özgür iradesiyle gidiyor, hic kimse, agir hasta oldugu ve tedavi edilmesi gerektigi icin, zorla polis esliginde hastanye götürülüp, zorla tedavi edilmiyor. Neticede, kendi istegiyle hastaneye gelen kisi, kendi istegiyle de evine gitmek istiyor...



Saygilarimla
Gülsün Aygörmez