Mesajı Okuyun
Old 13-04-2007, 22:03   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Davalı tacirdir. Ayıplı mal satımı ve semenin iadesi ticari işletmenin aktif ve pasifi ile ilgilidir.Tacirin borcunun ticari olması asıldır. TTK 21/2 md. Sine göre bir taraf için ticari olan iş diğer taraf için de ticaridir. Dolayısıyla semenin iadesinde temerrüt halinde , alıcı temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talep edebilir. Temerrüt tarihi daha önce örneğin ihtarname ile temerrüte düşürülmemiş ise dava tarihidir. Ticari faiz sözü yasal faize eşdeğerdedir. Ticari işlerde temerrüt tarihinden itibaren “ ticari temerrüt faizi
Talep edilmeli. Diye düşünüyorum.

NOT: Aşağıdaki yargıtay kararında semenin iadesi isteminde yasal faize değil dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizine hükmedileceği vurgulanmaktadır. Kararda geçen reeskont faizi şimdiki yasal düzenlemede avans işlerine uygulanan faiz ( ticari işl
erde uygulanan temerrüt faizi )anlamındadır.

Saygılarımla.




T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1997/4228

K. 1997/4656

T. 16.6.1997

AYIPLI MAL ( Kumaşların Belirli Bir Kısmının Fire Vermesi - Semenin İndirilmesi )

• SEMENİN İNDİRİLMESİ ( Ayıplı Mal Bedelinin İadesinin Talep Edilmesi )

• KUMAŞIN İBRAZI ( Tarafların Fire Konusundaki Açıklamalarının Dinlenmesi )

• EN YÜKSEK TİCARİ FAİZ ( Uygulamalar İtibariyle İstemin Reeskont Faizi Olduğu )

• REESKONT FAİZ ORANI ( Kabulü Gerekirken Yasal Faiz Yürütülmesinin Doğru Olmadığı )

818/m.202, 203, 204

ÖZET : 1- Taraflar arasındaki çekişme, davalının davacıdan aldığı kumaşlardan 322 metre tutan kısmının ayıplı olup olmadığı, bu ayıptan davacının sorumlu tutulup tutulmayacağı ve karşı davada ayıplı mal bedelinin iadesi istendiğine göre Borçlar Kanunu uyarınca tenzili gereken semenin ne olduğu noktalarında toplandığından, mahkemece fire iddiasına konu kumaşın ibrazının sağlanması, bundan sonra tarafların fire konusundaki açıklamalarını cevaplar şekilde anılan kumaş üzerinde inceleme yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
2- Somut olayda alacağa en yüksek ticari faizin uygulanılması istenmiş ve bu istemin reeskont faiz oranını ifade ettiği açıklanmıştır. Dairemizin uygulaması itibariyle de böyle bir istem reeskont faiz anlamına geldiğinden bu istemin kabulü gerekirken davalı alacağına %30 oranında yasal faiz yürütülmesi de doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 3.2.1997 tarih ve 467-45 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı ve karşı davalı vekili davalının müvekillinden satın aldığı mal bedellerini ödememis nedeniyle aleyhine başlattıkları takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir.
Davalı ve karşı davacı vekili, davacının gönderdiği kumaşlardan 620 metresinin hiç kullanılamayacak şekilde olduğu için iade edildiğini, geri kalanındaki hataların yıkatılarak giderilmesi için 3.082.000 lira masraf yapıldığını, yine de 322 metre ve 59.248.000 lira tutarındaki kumaşın kullanılamaz durumda olduğunu müvekkilinin dava dışı yabancı firmaya karşı olan taahhüdünü eksik yerine getirmesi nedeniyle, 1806 DM mal bedeli ve 8.351.000 lira kamyon yerine uçakla yapılan taşıma gideri zararlarının doğduğunu ileri sürerek, davanın reddini ve toplam 70.681.000 liranın en yüksek ticari faiziyle ve 1806 DM.nin fiili ödeme günündeki değerine göre tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucuna göre, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, takibin 61.391.875 lira üzerinden devamına 24.556.750 lira inkar tazminatını ndavalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davanın da kısmen kabulüyle 59.248.000 liranın
dava tarihinden itibaren %30 faiziyle karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarını reddi gerekmiştir.
2-Ancak, bilirkişi kurulu raporuyla da belirlendiği üzere, taraflar arasındaki çekişme, davalının davacıdan aldığı kumaşlardan 322 metre tutan kısmının ayıplı olup olmadığı, bu ayıptan davacının sorumlu tutulup tutulmayacağı ve karşı davada ayıplı mal bedelinin iadesi istendiğine göre Borçlar Kanununun 202 vd. maddeleri uyarınca tenzili gereken semenin ne ol
duğu noktalarında toplandığından, mahkemece davalı ve karşı davacı elinde olduğu anlaşılan fire iddiasına konu kumaşın ibrazının sağlanması, bundan sonra tarafların fire konusundaki açıklamalarını cevaplar şekilde anılan kumaş üzerinde inceleme yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı ve karşı davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Öte yandan, kabule göre de, davalı ve karşı davacı taraf alacağına en yüksek ticari faizin uygulanmasını istemiş ve 11.9.1996 tarihli dilekçe ile bu istemin reeskont faiz oranını ifade ettiğini açıklamış olduğuna, Dairemizin uygulaması itibariyle de böyle bir istem reeskont faiz anlamına geldiğine göre ( Dairemizi
n 20.2.1989 gün 4141-965 sayılı kararı, Gönen Eriş Türk Ticaret Kanunun Ticari işletme ve Şirketler s.162 ) bu istemin kabulü gerekirken yazılı şekilde davalı alacağına %30 oranında yasal faiz yürütülmesi de doğru olmamış ve kararın bu nedenle davalı ve karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.
vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, kararın ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ve karşı davalı, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenle ise davalı ve karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.