Mesajı Okuyun
Old 09-03-2007, 14:42   #38
av.mikail demir

 
Varsayılan Ankara Barosu cmk görevlendirmelerini durdurma kararı aldı

BASIN AÇIKLAMASI



Avukatlık Yasası nın 1.maddesi hükmü gereğince, avukat, yargının kurucu unsurudur. Aynı yasanın 76.maddesi hükmüne göre Barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleriyle olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur. Anayasamızın 90.maddesi hükmüne göre ülkemiz yönünden bağlayıcı nitelikte olan, bu bağlamda avukatlar ve barolarla birlikte yargıçlar, savcılar, yürütme ve yasama organı tarafından dikkate alınması zorunlu bulunan Birleşmiş Milletlerin Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler/Havana Kuralları hükmü gereğince, avukatların görevlerini gereği gibi yerine getirmelerini sağlamak ve geliştirmek yürütme organının görevi olduğu gibi, avukatların meslek örgütleri olan Barolar; mesleki standartların ve meslek ahlakının yüceltilmesi, üyelerinin baskıya, haklarının yersiz olarak kısıtlanmasına ve ihlal edilmesine karşı korunması, ihtiyacı bulunan herkese adli hizmet sağlanması hususlarında görevli ve bütün bu konularda hükümet ve diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak suretiyle adaletin ve kamu yararının gerçekleştirilmesinde yetkili ve görevlidirler.
Yine taraf olmakla ülkemiz yönünden bağlayıcılığı olan Birleşmiş Milletler Herhangi Bir Biçimde Tutuklanan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin İlkeler Bütünü Sözleşmesi'nin 1.7 ve 1.8 maddeleri hükümleri gereğince, taraf devletler, şüpheli veya sanık konumunda olan kişilerin avukata erişebilmesi, avukattan hukuki yardım alabilmesi için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdürler.
Normlar Hiyerarşisi'nde, ulusal yasalar ile yönetmelik ve tüzüklerin üzerinde bulunan, az yukarıda sözü edilen ve içeriğine deyinilen Havana Kuralları ile Herhangi Bir Biçimde Tutuklanan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin İlkeler Bütünü Sözleşmesi' hükümlerine göre, Cumhuriyet Hükümeti; hiçbir ayrımcılık yapmadan egemenlik yetkisine sahip olduğu ülke sınırları içinde bulunan herkese avukata ulaşma hakkını sağlayan etkin usullere ve ihtiyaçlara cevap verebilecek mekanizmaları kurmakla: yoksullara ve mahrumiyet içinde bulunan herkese eşit biçimde adli hizmet verilmesi için yeterli mali olanakları ve başkaca kaynakları sağlamakla: gerek bu hizmetlerin, olanakların ve kaynakların organize edilmesinde ve sunulmasında, gerekse bu hizmetlerin verilmesinde avukatların usulsüz bir müdahale ile karşılaşmadan hukuka ve kabul görmüş mesleki ahlak kurallarına ve standartlarına uygun olarak hukuki yardımda bulunmalarının gerçekleştirilmesinde Barolarla işbirliği yapmakla: avukatların hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahaleyle karşılaşmadan, her türlü mesleki faaliyetlerini yerine getirmelerini sağlamakla görevli ve yükümlüdür.
Uzunca bir süreden bu yana, gerek ulusal mevzuat, gerekse iç hukukumuzun parçası olan uluslararası sözleşme hükümleri gereğince üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmeyen, bu bağlamda Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında zorunlu müdafilik/vekillik görevlerini yerine getiren avukatların 2006 yılı içinde verdikleri hizmet karşılığında hak ettikleri 112.593.385,86 YTL tutarındaki alacaklarını ödemeyen veya ödeyemeyen günümüz iktidarının Adalet Bakanlığı, görüşünü almak zorunda olduğu Türkiye Barolar Birliği'nin ve ülkemizdeki tüm Baroların muhalefetine rağmen ve az yukarıda içeriğine deyinilen emredici nitelikteki Avukatlık Yasasının 1 ve 76.maddeleri ile Havana Kuralları' hükümlerine aykırı nitelikteki 02.03.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlamak suretiyle yürürlüğe koyduğu Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esasına İlişkin Yönetmelik' ile avukatların ve Baroların bu konudaki tüm kazanımlarını ortadan kaldırmış, adil yargılamanın sağlanması ve işkencenin önlenmesi konusunda çok önemli işlev gören ve yerleşen sistemin 15 yılı aşan birikimini ve deneyimini bir anda yok etmiş, işbirliği yapmakla yükümlü olduğu Baroları devre dışında bırakmış, bu bağlamda Barolar ve bağımsız savunma ile işbirliği yapmak yerine, yargılama faaliyetinde devlet adına taraf konumunda olan, Anayasamızın 140/6.maddesi hükmü gereğince idari yönden Adalet Bakanlığı'na bağlı bulunan savcılık kurumu ile işbirliği yapmayı öngören yeni bir sistem getirmiş, zorunlu müdafilik/vekillik hizmeti karşılığında hak edilen ücretlerin ödenmesinde savcıları ita amiri konumuna getirmekle, yargının asli ve bağımsız unsuru olan avukatları, kendi eşitleri olan savcıların hizmetçisi konumuna sokmak suretiyle savcının emrinde bir devlet avukatlığı sistemi ihdas etmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesini belirleme yetkisi Türkiye Barolar Birliği'ne ait olmasına rağmen, CMK kapsamındaki müdafi ve vekillerin ücretlerini belirleme yetkisini Adalet Bakanlığı'na vermiştir.
Baroların korumakla yükümlü oldukları Avukatlık mesleğinin onuruna, meslek mensuplarının hak ve menfaatlerine, meslek düzenine, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, savunmanın ve yargının bağımsızlığı ilkesine, başta hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağını öngören ve angaryayı yasaklayan Anayasamızın 18.maddesi hükmü olmak üzere, ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırı olan 02.03.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik ile getirilen bu düzenlemeyi, avukatların ve onların meslek örgütü olan Baroların kabul etmesi ve içine sindirmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150.maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmesi ve Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 5 ve 6.maddeleri hükümleri gereğince, zorunlu müdafi ve vekil tayin etme görevi Barolara aittir. Yasa ve yönetmelikle kendilerine verilen bu görevin sağlıklı, düzenli, sisteme dahil olan avukatlar arasında eşit biçimde uygulanması için Barolar bir sistem kurmuştur.
Personel çalıştırmayı, telefon gideri yapmayı, bilgisayar ve yazılım programı sağlamayı, gereksinim duyulan demirbaş eşya alımını, sisteme dahil olmak isteyen avukatlara eğitim verilmesini zorunlu kılan bu sistemin çalıştırılabilmesi için Ankara Barosu bağlamında sarf edilmesi gerekli olan aylık gider tutarı asgari 39.700,00.-YTL.dır. 08.08.2006 tarihinden itibaren Maliye Bakanlığı tarafından zorunlu müdafilik ve vekillik ücreti ve diğer harcamalar için gönderilen yeterli bir para mevcut olmadığından, sistemin çalıştırılması için gerekli giderler anılan tarihten bugüne kadar olan süre içinde Baromuzun üyelerinden sağladığı gelirlerinden karşılanmaktadır.
08.08.2006 tarihinden 07.03.2007 tarihine kadar olan süre içinde sistemin çalışması için Ankara Barosunun kendi bütçesinden harcadığı toplam tutar 110.539,00.-YTL.dır. Sistemin işleyebilmesi için Baroların kendi bütçelerinden pay ayırmak, esasen sınırlı olan gelirlerinin önemli bir kısmını sistemin çalışması için harcamak gibi bir zorunlulukları olmadığı gibi, kendi özel yasaları olan Avukatlık Yasası'nda bu konuyla ilgili olarak Barolara verilmiş bir görev de yoktur.
Bu durumda ve bu koşullar altında, gelirlerini kendi özel yasası ile kendisine verilmiş görevleri yerine getirebilmek için harcamak zorunda olan tüm Baroların, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle zorunlu müdafilik ve vekillik sistemini kurmakla, bunun için gerekli finansmanı ve gideri sağlamakla yükümlü ve zorunlu olan devletin bu görevini yerine getirmemesi nedeniyle, gelirlerinin önemli bir kısmını, zorunlu müdafilik ve vekillik sistemin çalıştırılması için harcaması mümkün ve esasen yasal da değildir.
Yine 07 Mart 2007 tarihi itibarı ile Ankara Barosuna kayıtlı avukat sayısı 8175, Ceza Muhakemesi Kanunu sistemine dahil zorunlu müdafi/vekil sayısı 1460'dır. Buna göre sisteme dahil olmayan avukat sayısı 6715'dir. Bu durumda sistemden yararlanmayan avukatların aidatlarından sağlanan gelirin önemli bir kısmının, sistemden yararlanan avukatların menfaatine olacak biçimde sistemin çalıştırılması için harcanması hakkaniyete uygun olmadığı gibi, Avukatlık Yasasının 76.maddesi ile Barolara, 95.maddesi ile Baro Yönetim Kuruluna verilen görevin sınırlarının da dışındadır.
Bütün bu neden ve gerekçelerle ile gelinen aşamada ortaya çıkan fiili, hukuki ve maddi imkansızlık nedeniyle ve yanısıra Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu ile Baro Başkanları kararı gereğince, Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nun 07.03.2007 tarih, 22/9 sayılı toplantısında ve oybirliği ile 12.03.2007 tarihinden itibaren Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında müdafi ve vekil görevlendirmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Durumu ve verilen bu karardan doğan hukuki ve insani sorumluluğun Baromuza ve Avukatlara ait olmadığı hususunu kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunarız.
Saygılarımızla
ANKARA BAROSU YÖNETİM KURULU