Mesajı Okuyun
Old 30-08-2007, 14:48   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.gzm
1-)Söz konusu dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bir alacak davası.(İş mahkemesinde açılmış bir hizmet tespiti davası söz konusu değil).Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev sınırı 5.910.00 YTL olduğuna göre görev itirazında bulunmam yerinde olur mu?

2-)Ayrıca ; dava dilekçesinde 1 yıldan uzun süreli bir hizmet akdinden söz edildiğine göre , bu sözleşmenin yazılı olması ve HUMK 288 gereğince bu hukuki ilişkiyi ve 5.600.00 YTL tutarındaki alacaklarını senetle ispatlamaları gerekmez mi?

Kaldı ki ; müvekkilim ; davacının tüm ücretlerini aksatmadan ve eksiksiz olarak ödemiş ve davacıyı işyerinden hırsızlık yapması üzerine işten çıkarmak durumunda kalmıştır.Bu nedenle müvekkil hakkında açılan dava tamamen haksız ve kötüniyetlidir.


Sayın av.gzm,

Gördüğünüz üzere asliye hukuk mahkemesi ile başlayan serüven, sulh hukuk mahkemesi ile devam etmiş; en sonunda iş mahkemesine dayanmıştır.

İş mahkemesi görevlidir, diyen katılımcılara ben de iştirak ediyorum.Yargıtay kararlarına göre bir ilişkinin hizmet akdi sayılabilmesi için üç karakteristik özellik bulunması gerekmektedir: "ücret", "bağımlılık"'ve "zaman"... Üçü de anlattığınız olayda mevcuttur.

Kaldı ki, siz buradaki ifadelerinizde; "ücret" "işyerinden çıkarmak" gibi ifadelerle, aradaki ilişkinin hizmet akdi olduğunu kabul etmektesiniz. Yine dava dilekçesinde tarif edilen ilişki de hizmet aktidir. Yazılı sözleşme gerekli değildir.Çevrenize bir göz atın, kaç işçi yazılı sözleşme ile çalışmaktadır.

Alıntı:
peki davacı vekilinin davayı asliye hukuk mahkemesinde açmaktaki maksadı nedir?
dava dilekçesinde iş mahkemesi sıfatıyla gibi bir ibare de yok

Davacı vekili mesleki tecrübesizlikten dolayı davayı asliye hukuk mahkemesinde açmış olabilir. Diğer olasılık ise, davanın açıldığı yerde iş mahkemesi yoktur ve asliye mahkemesi iş mahkemesi sıfatıyla iş davalarına bakmaya yetkilendirilmiştir. Davanın nerede açıldığını bilmiyorum ama davanın açıldığı yerde tek asliye mahkemesi varsa ve yetkilendirilmişse; "iş mahkemesi sıfatıyla" ibaresinin yer alması gerekmez. Ancak yetkilendirme yoksa bu ibarenin bulunması zorunludur. Aksi takdirde görevsizlik kararı verilecektir.

Alıntı:
Yazan Av-ufuk
Bir de hizmet tespiti davası var, davacı sigortalı değilse
önce hizmet tespiti davası açması gerekmez mi?

Alıntı:
Yazan av.gzm
İş mahkemesinde açılmış bir hizmet tespiti davası söz konusu değil)

İşçilik alacaklarıyla ilgili dava açabilmek için, hizmet tespiti davası açma zorunluluğu bulunmamaktadır.Ayrıca açabilir.

Sayın av.gzm, sizi bekleyen asıl tehlike burada aslında...Davacı ayrıca, hizmet tespiti davası açarsa başınız SSK ve Maliye ile büyük derde girecektir. Ben olsam müvekkilimi uzlaşmaya ikna ederdim.

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Mahkeme aksi kanaatte ise, siz de dediğim gibi maaşları tüm işçilere elden odamda öderim, davacıya da böyle yaptım, 14 ay para alınmadan çalışılması mümkün değildir,
davacı hırsızlık yaptığı güne kadar hiç bir sorun olmadan beraber çalışmıştık gibi konularda tanık dinletirsiniz.

Ücretin ödendiğini ispat yükü işverendedir.Bunu da ancak bordro veya eşdeğer bir belge ile yapabilir. Aksi takdirde bütün işverenler bu yola gidip, işçilere elden ödedim derdi.

Saygılarımla