Mesajı Okuyun
Old 30-08-2007, 12:44   #11
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Sayın av.gzm, öncelikle belirtmek gerekir ki davanın hukuki nitelemesi mahkemeye aittir. Sizin olayınızda müvekkiliniz ile davacı arasında bir iş sözleşmesinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır ki bunun yazılı olması gerekmez. 4857 sayılı yasanın 8. maddesi hükmü bu konuda açıktır.
14 ay gibi bir çalışma ( gönüllü yardım ) süresinden bahsetmişsiniz. Kanımca mahkeme gönüllü yardım savunmanızı hayatın olağan akışına uygun bulmayacaktır.5521 sayılı iş mahkemeleri kanunun 1. maddesi " İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur." hükmü getirmiştir. Yani özel kanun hükmü karşısında HUMK taki göreve ilişkin parasal sınırlar dikkate alınamaz.

Davanın asliye hukuk mahkemesinde açılmış olmasından dolayı siz görev itirazında bulunmasanız dahi mahkeme görev konusu kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verir.

Burada davacı taraf müvekkilinizle aralarında hizmet akdine dayalı olarak çalışmayı ispat ettiği takdirde ücretlerin ödendiğini sizin ispat etmeniz gerekecektir.

Kolay gelsin, saygılarımla...