Mesajı Okuyun
Old 17-04-2018, 11:34   #4
AV.SİBEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erdincdulger
Bilirkişi incelemesi sonucunda taşınmazın gerçek değeri üzerinden alınması gereken nispi harç Sibel Hanım.
Anladığım kadarıyla mahkeme kararı verirken sanki ıslah harcı yatırılmış gibi ıslah edilen miktar üzerinden davanızın kabulüne karar verdi.Mahkeme ıslah harcının yatırılması için süre vermediyse bence siz bu aşamada ikmal edip bu eksikliği giderebilirsiniz.Zira aşağıda sunduğum kararda mahkemece harcın ikmali için süre verilmediği için kararın usulden bozulmasına karar verilmiştir.Siz bu aşamada tamamlarsanız büyük ihtimalle istinaf mahkemesi tarafından her ne kadar dava aşamasında harç ikmal edilmediyse de mahkeme tarafından bu ikmalin yapılması içinde süre verilmediğinden ve davacı tarafça da karardan sonrada bu eksiklik giderildiğinden dolayı sırf bu sebeple kararın usulden bozulmaması yönünden karar verileceğini düşünmekteyim.
YARGITAY 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2472
KARAR NO : 2016/9535

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

K A R A R

Davacılar vekili, 20/05/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile Yalova, Yenimahalle 126 ada 5 (eski 438) parsel sayılı 17313 m² yüzölçümündeki taşınmazın, Orman Yönetimi tarafından açılan ve kesinleşen Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/356 - 2007/143 sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile hazine adına tesciline karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile iptal kararının kesinleştiği 09/07/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra 03/02/2014 tarihli dilekçe ile dava değerini 881.698,96.-TL olarak ıslah etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile 293.373,06.-TL'nin 09/07/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 1986 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1966 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.

Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak, ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre harç tamamlanmalı; değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.

492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz" hükmü yer almaktadır. Bu kanuni düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.

Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 10.000,00.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 03/02/2014 tarihli dilekçe ile 881.698,96.-TL’ye arttırmış ise de ıslah harcının yatırıldığına ilişkin bir belgenin dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını yatırmak üzere davacıya süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/10/2016 günü oy birliği ile karar verildi.