Mesajı Okuyun
Old 24-04-2012, 21:17   #11
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Av. Hulusi Metin'in THS'de 2004 yılında
'Adalet Sabırlıdır - Geciken Adalet Adalet Değildir- Yorumsuz' başlığı altında açmış olduğu bir alan var.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3621

Son iki üç gündür basında okuduklarım ve Sayın Av. Hulusi Metin'in başlığı, gecikmiş adalet, hızlı adalet ve hiç gerçekleştirilmeyen adalet konularında düşündürdü.

Birinci başlık: 'Davası kesin olarak zamana yenildi'. Söz konusu dava Kemal Türkler'in öldürülmesi davası. Haberlere göre 22 Temmuz 1980 yılında öldürülen Kemal Türkler'in katil zanlısı kişi olay tarihinden iki sene sonra tutuklama kararı çıkarılmasına rağmen ancak 19 sene sonra yakalanabilmiş. Davaya bakan mahkeme tarafından verilen üç beraat kararı yargıtay tarafından bozulmuş. Son olarak Bakırköy 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinin 1 Aralık 2010 tarihinde verdiği zamanaşımı kararı Yargıtay tarafından onanmış. Kaç hakim, kaç savcı ve kaç avukat bu süre içinde dava ile uğraştı bilmiyorum. Bildiğim tek şey yargının 30 yıllık çaba sonunda adalet dersinde sınıfta kalmış olduğu.

İkinci başlık: Yılmaz Özdil'in 20 Nisan 2012 tarihli Hürriyet'teki 'Doktor' başlıklı yazısı. Yılmaz Özdil, Erdal Eren'in asılmasını 'hem tıp, hem hukuk cinayeti'olarak değerlendiriyor. Kim peki bu tıp ve hukuk cinayetinin kurbanı? Kurbanın adı Erdal Eren. 17 yaşındaki Erdal Eren piyade er Zekeriye Önge'nin katil zanlısı olarak 2 şubat 1980 senesinde gözaltına alınmış. 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkum edilmiş ve cezası 13 aralık 1980 tarihinde infaz edilmiş. Erdal Eren'in kendisine atfedilen ve hüküm giydiği suçu işleyip işlemediği tam olarak aydınlığa kavuşturulmuş değil. Kemal Türkler davasını 30 senede bitiremiyen yargı Erdal Ereni 10 ay süren jet bir yargılama ve infaz sonucunda hayatından etmiş. Bu jet yargılama hızlı adaletin bleirtisi mi acaba?

Şiddet olaylarının çoğalması, savcıların ve sağlık elemanlarının öldürülmesi yetkililerimizi ve halkı cezaların artırılması konusunda demeçler vermeye ve gösteriler yapmaya yöneltiyor. İstenenler adaletin mi yoksa başka bir şeyin mi ifadesi?

Üzerinde düşünmemiz gereken konu, şiddet olaylarını cazalarıın alt veya üst sınırlarını yükseltmekle önleyebilir miyiz? Sadece cazaların yetersizliği mi şiddet olaylarının sebebi? Gerektiğinde jet hızı ile çalışabilen yargımız ve eğitimimiz bu konuda kendisine düşeni yaptı mı şimdiye kadar?

Saygılarımla