Mesajı Okuyun
Old 13-01-2014, 14:52   #3
Avukat Kaya

 
Varsayılan

Sözleşmeyi imzalayan ortağın, adi ortaklığı temsil ederek sözleşmeyi imzaladığı düşünüldüğünde; diğer ortağında sorumluluğunun doğacağı ortadadır. Sözleşmede taraf olarak sadece ortağın ismi mi yazılmıştır, yoksa ortaklığın ismi yazılarak ortağın imzası mı bulunmaktadır? Eğer ortaklığın ismi yazılarak sözleşme imzalanmış ise diğer ortağın da sorumluluğu doğacaktır. Ancak sözleşmede ortaklığın ismi yazılmamış ve sadece ortağın imzası var ise; düğün salonunun ise ortaklık adına faaliyet gösterdiği dikkate alındığında cevap ne olacaktır?

Yargıtay
12. H.D. 1995/12692 E.
1995/13432 K.
ÖZET: Somut olayda icra takibi, her iki adi ortağa yöneltilmiştir. Ayrıca bda imzası olmayan şahsın imza itirazında bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır. Şirket namına, ortaklardan biri tarafından yapılan işlem temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı veya borçlu kılacak niteliktedir. İki ortaklı olduğu anlaşılan adi ortaklık da, davalı ortaklardan herhangi birine şirket işlemlerini idare görevi verildiği öne sürülmediği, bu yönde bir belge ibraz edilmediğine göre, şirket idaresi işlemlerinin her iki ortağa ait olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda takip dayanağı senette imzası olmasa dahi, muterizin borçtan sorumluluğu vardır. Bu nedenle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.

Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 3.8.1995 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: İcra takibinin dayanağı olan 19.8.1994 keşide tarihli çek (... Ticaret Z.B.) kaşesi basılmak suretiyle imzalanmıştır. Çekin adi ortaklık kaşesi altında ortaklardan biri tarafından imzalandığı görülmektedir. İtiraz eden borçlu Z.B. adi ortaklığın tasfiye edildiği yönünde bir beyanda bulunmamıştır. Sadece çekte kendi imzasının bulunmadığından bahisle sorumlu tutulamayacağını ileri sürmektedir. Ticaret Sicili cevabında yazılı firma ve şirketlerin kurulmuş olması adi şirket kaşesi kullanılarak çek düzenlendiğine göre bu adi şirketin tasfiye edildiği anlamına gelmez. İcra takibi, her iki adi ortağa yöneltilmiştir. Bonoda imzası olmayan Z.B. imza itirazında bulunmuştur. BK.nın 533. maddesi hükmünce şirket namına, ortaklardan biri tarafından yapılan işlem temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı veya borçlu kılacak niteliktedir. İki ortaklı olduğu anlaşılan adi ortaklık da, davalı ortaklardan herhangi birine şirket işlemlerini idare görevi verildiği öne sürülmediği, bu yönde bir belge ibraz edilmediğine göre, B.K.nun 525. maddesi uyarınca, şirket idaresi işlemlerinin her iki ortağa ait olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda takip dayanağı senette imzası olmasa dahi, muterizin borçtan sorumluluğu vardır. Bu nedenle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.