Mesajı Okuyun
Old 06-02-2012, 09:27   #27
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Sayın Av.Cengiz Aladağ

Bir koyundan iki post çıkmaz. Bu maddeden iki özne çıkmaz.

1336 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 165.maddesini 2001 yılında değiştiren 4667 sayılı Kanun'un madde gerekçesi şöyledir: "Madde 53. – Avukatlık Kanununun “Ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk” ile ilgili 165 inci maddesine “veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde” de müteselsil sorumluluk esası getirilmek suretiyle maddede buna göre değişiklik yapılmıştır."

Eğer 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 165.maddesinin 2001 yılındaki değişiklikten önceki halini bulabilirsek ve bu eski haline gerekçede yazan ifadeyi eklersek cümlenin tek öznesi olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Saygılarımla

Sayın Konyalı,

Meslektaşım sayın Aladağ'ın belirttiği gibi madde metninin kaleme alınışı farklı anlaşılmalara sebep olmaktadır. Ancak Yargıtay'ın verdiği kararlar istikrarlı bir şekilde meslektaşlarımın görüşünü yansıtmaktadır. Zaten bildiğinizi düşündüğüm Yargıtay kararlarından bir tanesini ekliyorum. Ekleme sebebim ise Karşı oy.




T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/5603

K. 2010/3335

T. 24.3.2010

• VEKALET ÜCRETİ ALACAĞI ( İş Sahibinin Birden Çok Olması Durumunda Bunlardan Her Biri Sulh veya Her Ne Suretle Olursa Olsun Taraflar Arasında Anlaşmayla Sonuçlanan ve Takipsiz Bırakılan İşlerde Her İki Taraf Avukatlık Ücretinin Ödenmesi Yönünde Avukata Karşı Müteselsilen Sorumlu Olduğu )

• İŞ SAHİBİNİN BİRDEN ÇOK OLMASI ( Bunlardan Her Biri Sulh veya Her Ne Suretle Olursa Olsun Taraflar Arasında Anlaşmayla Sonuçlanan ve Takipsiz Bırakılan İşlerde Her İki Taraf Avukatlık Ücretinin Ödenmesi Yönünde Avukata Karşı Müteselsilen Sorumlu Olduğu )

• MÜTESELSİL SORUMLULUK ( İş Sahibinin Birden Çok Olması Durumunda Bunlardan Her Biri Sulh veya Her Ne Suretle Olursa Olsun Taraflar Arasında Anlaşmayla Sonuçlanan ve Takipsiz Bırakılan İşlerde Her İki Taraf Avukatlık Ücretinin Ödenmesi Yönünde Avukata Karşı Müteselsilen Sorumlu Olduğu )

• FERAGAT ( Nedeniyle Sona Eren İcra Takibinde Alacaklı Vekili Olarak Yer Alan Davacının Yasa Gereği Hak Ettiği Vekalet Ücreti Alacağına Hak Kazandığının Saptanması Durumunda Bu Alacağını İcra Takibinin İki Tarafından da Dayanışmalı Olarak İsteyebileceği )

1136/m.164, 165, 174


ÖZET : Dava, Avukatlık Yasası'nın 165. maddesinden kaynaklanan vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir. İş sahibinin birden çok olması durumunda bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi yönünde avukata karşı dayanışmalı olarak ( müteselsilen ) sorumludurlar.

Tarafların kanıtları toplanıp bu çerçeve takip alacaklısı ile takip borçlusunun sulh olup olmadığı tartışılmalı, feragat nedeniyle sona eren icra takibinde alacaklı vekili olarak yer alan davacının yasa gereği hak ettiği vekalet ücreti alacağına hak kazandığının saptanması durumunda, bu alacağını icra takibinin iki tarafından da dayanışmalı olarak isteyebileceği gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.

DAVA : Davacı N.B.S. vekili A. S.S.Y. tarafından davalı H.Y. aleyhine 11.02.2008 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/04/2008 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisinde ki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava Avukatlık Yasası'nın 165. maddesinden kaynaklanan vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir.

Davacı, dava dışı takip alacaklısı N.O.’nun vekili olarak icra takibi başlattığını, satış aşamasına getirdiği icra takibinin, takip alacaklısı N.O.’nun feragati nedeniyle sona erdiği, feragatin tek taraflı istek açıklaması ( irae beyanı ) olup takip borçlusunun kabulüne bağlı olmadığı, takip alacaklısı ile takip borçlusunun sulh olduklarına ilişkin kanıtın dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.

Avukatlık Yasası'nın 165. maddesi gereğince; iş sahibinin birden çok olması durumunda bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi yönünde avukata karşı dayanışmalı olarak ( müteselsilen ) sorumludurlar.

Şu durumda, tarafların kanıtları toplanıp bu çerçeve takip alacaklısı ile takip borçlusunun sulh olup olmadığı tartışılmalı, feragat nedeniyle sona eren icra takibinde alacaklı vekili olarak yer alan davacının yasa gereği hak ettiği vekalet ücreti alacağına hak kazandığının saptanması durumunda, bu alacağını icra takibinin iki tarafından da dayanışmalı olarak isteyebileceği gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle istemin ilk oturumda reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2009/5603-2010/3335

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 24.03.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı ( alacaklı ) vekili olarak davada ( icra takibinde ) kendisinden hukuki yardım alman davacı Avukat, açtığı davanın ( yaptığı icra takibinin ) davacı ( alacaklı ) ve davalı ( borçlu ) nın harici anlaşması sonucu takipsiz kaldığını, kendisinin sözleşme gereğince davacı ( alacaklı ) dan alması gereken vekalet ücreti ile dava ( icra takibi ) nedeniyle Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince karşı taraf davalı ( borçlu ) dan alması gereken vekalet ücretlerini almadığını bildirerek Avukatlık Kanunu'nun 165’nci maddesi gereğince alamadığı vekalet ücretlerinin müştereken ve müteselsilen davacı ( alacaklı ) ile davalı ( borçlu ) dan tahsiline karar verilmesi isteği ile bu davayı dava açmıştır.

Yargıtay ( 3 ) ve ( 13 )’ncü Hukuk Daireleri ile üyesi olduğum 4. Hukuk Dairesi, her iki vekalet ücretinden dolayı da gerek davacı ( alacaklı ) ve gerekse davalı ( borçlu ) nın Avukatlık Kanununun 165. maddesi gereğince müştereken ve müteselsilen sorumluluğunu kabul etmekle birlikte ( 3 ) ve ( 13 )’ncü Hukuk Daireleri iş sahibi olan davacı ( alacaklı ) ile kendi avukatı arasında yapılan Avukatlık ücret sözleşmesinin tarihi ve sözleşmenin yazılı olup olmamasına göre davalı ( borçlu ) nun sorumlu olacağı miktar yönünden değerlendirme yaparken, 4. Hukuk Dairemizin sayın çoğunluğu ise, iş sahibi olan davacı ( alacaklı ) ile avukatı arasındaki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki miktar ile sorumlu tutmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Üyesi olarak ben ise, davalı ( borçlu ) nın her iki vekalet ücretinden de sorumlu olmadığı, kendisinde davalı olma sıfatı bulunmadığında dolayı dava açılamayacağı, dava açılma halinde pasif husumet yokluğu nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.

Bu duruma göre, dava ( icra takibi ) nın taraf asillerin harici anlaşmaları sonucu takipsiz kalması halinde her iki taraf vekalet ücretinden de kendisini vekille temsil ettiren davacı tarafından Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesi gereğince sorumlu olacağı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Uyuşmazlık, bu şekilde açılan davalarda davalı ( borçlu ) nın vekalet ücretinin birinden veya her ikisinden sorumlu olmadığı, Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinin davalı ( borçlu )yı kapsayıp kapsamadığı, diğer bir değişle davalı ( borçlu ) nın kendisini vekille temsil ettirilmiş olan davacı tarafla birlikte her iki vekalet ücretinden dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulup tutulamayacağı konularından kaynaklanmaktadır.

Davalı ( borçlu )nın vekalet ücreti ile sorumlu tutulabilmesi için, Avukatlık Kanunu'nun 164/son ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3’ncü maddesine göre, dava sonunda kararla icra takiplerinde yargı mercilerince avukata ait olmak üzere karşı taraf davalı ( borçlu ) nın Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince avukatlık ücretinden sorumlu olduğuna karar verilmiş olması gerekir.

Asil olan tarafların harici anlaşmaları üzerine dava ( icra takibi ) takipsiz kaldığına göre, avukata ait olmak üzere karşı tarafa davalı ( borçlu )ya yüklenecek vekalet ücreti konusunda yargı mercilerince verilmiş karar olmadığından davalı ( borçlu ) nın vekalet ücreti ile sorumlu tutulması mümkün değildir. Yargı mercilerince vekalet ücreti konusunda karar verilmediği hallerde davalı ( borçlanın vekalet ücreti ile sorumlu tutulmaması Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerinin mantığına da uygundur. Zira, davalı ( borçlu ) ancak, kısmen veya dava ve icra takibi sonucu tamamen haksız çıkması halinde vekalet ücreti ile sorumlu tutulabileceğinden, dava veya icra takibinin ne şekilde sonuçlanacağı ancak yargı merciinin kararı ile anlaşılabileceğinden bu kararın sonucuna göre de tarafların sorumlu olacakları vekalet ücretleri karara bağlanabileceğinden ( örnek; davanını veya icra takibinin tamamen reddi halinde davalı ( borçlu ) nın vekalet ücreti ile sorumlu tutulması mümkün olmadığı gibi, vekili varsa davalının lehine vekalet ücretinin takdirine karar verilmesi gerektiği, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğidir. ) davalı ( borçlu ) sorumlu değildir.

Yargı mercii yargı olmadan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dahi sorumlu tutulamayan davalı ( borçlu )nın tarafı olmadığı, iş sahibi olan davacı ( alacaklı ) nın hukuki yardımından istifade etmek için tuttuğu avukatı ile yapmış olduğu sözleşmeden kaynaklanan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasının hiç bir yasal dayanağı olmadığı gibi, sorumlu tutulması Avukatlık Kanunu'nun 164/son 165,174/3 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 1. maddelerine aykırılık oluşturur.

Tarafların harici anlaşması nedeniyle fiilen devre dışı kalan avukatın konumu, iş sahibi olan davacı ( alacaklı ) nın avukatını azletmiş hali gibidir. Bu durumda da Avukatlık Kanunu'nun 174/2. maddesi gereğince avukatlık ücret sözleşmesi gereğince iş sahibi ile avukatı arasında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamından iş sahibi olan davacı ( alacaklı ) sorumludur. Bunun yanında, avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan vekalet ücreti sorumluluğunun avukatla sözleşme yapan iş sahibine ait olacağını Avukatlık Kanunu'nun 165,174/3 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 1. maddeleri de desteklemektedir.

Her iki vekalet ücretinden de davalının iş sahibi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağına dair, Yargıtay ( 3 ) ve ( 13 ). Hukuk Daireleri ile 4. Hukuk Dairemizin sayın çoğunluğu karar vermekte ve bu kararlarının Avukatlık Kanunu'nun 165’nci maddesine dayandırmakta iseler de, kanaatimce bu uygulama söz konusu maddenin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır.

Zira, Avukatlık Kanunu'nun 165’nci maddesi dikkatlice incelendiğinde her iki vekalet ücretinden de müştereken ve müteselsilen sorumlu olan aleyhine dava açılan veya takip yapılan davalı ( borçlu ) değil, avukatla avukatlık sözleşmesi yapan, yani iş sahibi olan davacı ( alacaklı ) birden fazla kişi ise, avukata vekaletname veren bunların her birinin harici anlaşma sonucu dava veya icra takibinin sonuçsuz kalması halinde her iki vekalet ücretinden de kendi avukatlarına karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarına dairdir. Maddede yer alan "her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda" ki ifade davacı ve davalıyı yani tarafları kast etmeyip, taraflardan alınacak vekalet ücretini kast etmekte olup, anlaşma nedeniyle işin takipsiz kalması sonucu davacı tarafın ( iş sahibinin ) avukatının gerek kendi müvekkillerinden aralarındaki sözleşme gereğince alacağı vekalet ücretinden ve gerekse dava ve takip sonucu yargı merciince karar altına alınmayan karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinden birden çok olan davacıların ( alacaklıların ) her birinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarına dairdir.

Sonuç olarak; tarafların anlaşması nedeniyle dava ve icra takibinin takipsiz kalması halinde, Avukatlık Kanunu'nun 165’nci maddesindeki iş sahibi ile avukatı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan vekalet ücreti ile ilgili müteselsil sorumluluk davalıya ait olmayıp, avukatla sözleşme yapan birden çok iş sahibinin her birine ait olduğundan, takipsiz kalan işle ilgili vekalet ücreti konusunda yargı mercilerince vekalet ücreti konusunda davalı ( borçlu ) yi sorumlu tutan her hangi bir karar da verilmemiş olduğundan, işin takipsiz bırakılması nedeniyle davacı ( alacaklı ) avukatı tarafından vekalet ücreti ile ilgili açılacak davalarda davalı ( borçlu ) ya husumet düşmeyeceğinden onun yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çokluğun aksi yöndeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum.