Mesajı Okuyun
Old 25-08-2010, 13:17   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan asoy
sayın EKİCİ'ye çok teşekkürler! davanın ihbarının yanında (veya ihbarda bulunmadan) B şirketine ayrı bir dava açılarak birleştirme talebi daha mı iyidir? böyle bir dava açmadan açılmış davada davanın B şirketine ihbarı sonuçları bakımından aynı mıdır? İlk duruşma ekim ayında.

Sayın asoy,
Davanın ihbarı, HUMK m.49-52 de düzenlenmiştir.
Burada amaç:
  • Usul Hukuku açısından ihbar edilen 3. kişinin, davaya fer’i müdahale veya temsilcisi sıfatıyla ihbar edene yardım etmesi;
  • Maddi Hukuk açısından ise ihbar edenin davayı kaybetmesi halinde ihbar edilen 3. kişiye karşı ikame edeceği rücu davasında, 3. kişiye hakkını ileri sürerken güvence sağlanmasıdır.
Davanın ihbarı, yargılama bitinceye kadar yapılabilir.

Mahkeme vasıtasiyle davanın ihbarı halinde; mahkeme, ihbar dilekçesini alır ve ihbar edilene tebliğe çıkarır. Bu aşamada Mahkemenin davanın ihbarı şartları oluşup oluşmadığını incelemesi söz konusu olmadığı gibi davada karşı tarafın bu isteme itiraz hakkı da yoktur; çünkü ihbar sadece bir DUYURUDUR. Ancak 3. kişi temsilci sıfatıyla veya müdahale ile davaya katılmak isterse mahkeme, şartların oluşup oluşmadığını inceler.

Davanın ihbarı ile kendisine dava ihbar edilen 3. kişiye karşı ZAMANAŞIMI KESİLMİŞ OLMAZ (BK m.133). Yalnız kambiyo senetlerinde TTK m.662 gereği davanın ihbarı ZAMANAŞIMINI KESER.

Kendisine dava ihbar edilen:
1- Davaya fer’i müdahalede bulunabilir. Bu halde Mahkeme, fer’i müdahil hakkında hüküm veremez. Fer’i müdahil yalnız başına hükmü temyiz edemez.

2- Şartları oluşmuşsa asli müdahalede bulunabilir. Mahkeme asli müdahale davası hakkında (harcı yatırılmış, ilk davadan bağımsız bir dava olmakla) ayrı hüküm verir.

3- Davayı ihbar edenin temsilcisi (iradi temsil-HUMK m.59 anlamında davaya vekalet-bkz: Avukatlık Kanunu m.35/son) olarak takip edebilir. Yalnız bunun için davayı ihbar edenin ihbar dilekçesinde temsilciliğe ilişkin istemin yer alması gerekir. Bu halde de 3. kişi, ihbar edenin temsilcisi olmakla mahkeme, 3. kişi hakkında hüküm veremez; temsilci sıfatlı 3. kişi, davayı ihbar eden adına hükmü temyiz edebilir, kendi adına temyiz edemez.

4- İhbarı alan 3. kişi davaya hiç gelmez. Böylece müdahale veya temsilci sıfatıyla davayı takip etme istemini de bildirmemiş olacağı açıktır. Bu halde de mahkeme, 3. kişi hakkında hüküm veremez.

Alıntı:
Yazan asoy
Bir iş kazasında işveren A şirketine karşı dava açtık. ancak SSK dan gelen iş kazası tespit tutanaklarında A işverenin taşeron olarak B şirketinin temizlik işlerini yaptığını, kazada A şirketinin kusurunun olmadığını, ancak müvekkille doğrudan iş akti olmayan B işvereninin %70 kusurlu olduğu tespiti yapılmış. taraf ıslahının mümkün olmadığı düşünüldüğünde B şirketine ek bir davamı açmalıyım. müteselsil sorumluluğu açık olan B şirketini davaya dahil etmek mümkün olur mu? Görüşleriniz için teşekkürler...


4857 S.K. m.2/6: "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."

BK m.142: "Alacaklı müteselsil borçların cümlesinden veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekle muhayyerdir.
Borcun tamamen edasına kadar bütün borçluların mesuliyeti devam eder."

İş Kanunu mucibince işçiye karşı müteselsil sorumlu olan A ve B Şirketlerinden birinden veya hepsinden müvekkilinizin zararının tazmini talep hakkınız mevcuttur. Dolayısıyla A ile B Şirketi arasında müteselsil sorumluluk esası var ise bu durumda A Şirketinin de zararın tamamını tazmini gerekir. Kusur oranları A ile B Şirketi arasındaki iç ilişkiyi-sonradan aralarında ikame olunacak rücu davasını ilgilendirir; müvekkilinizi değil.

Lakin B Şirketinin konumundan ve hukuki açıdan sorumluluğun dağılımından emin değilseniz ve B Şirketi hakkında da hüküm almak niyetinde iseniz bunu davayı ihbar ederek yapamazsınız. B Şirketine karşı da (harcını yatırarak) dava ikame edip eldeki dava ile birleştirilmesini talep etmeniz gerekmektedir (diye düşünüyorum )

Saygılar...