Mesajı Okuyun
Old 24-03-2010, 15:21   #5
dogukansavas

 
Varsayılan

Efendim; mutlaka rastlamışsınızdır ama Yargıtay 11.HD 2005/2472E. 2006/2329K. 07/03/2006T. kararında gene Amerika Birleşik Devletleri'nde mukim bir şirketin davalı olduğu ve mahkemenin kendisinden yabancılık teminatını istediği, sonuçta da bu yabancılık teminatının geç yatırılmasının sonucu olarak dosyanın işlemden kaldırılması gerektiğine hükmetmiştir.



DAVA : Taraflar arasında görülen davada A. Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 10.11.2004 tarih ve 2003/670 - 2004/688 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi A. T. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin Amerika Birleşik Devletleri'nde mukim sigorta şirketi olduğunu, müvekkilinin sigortalısı dava dışı ... Savunma Sistemleri A.Ş. ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesi uyarınca, zırhlı personel taşıyıcı araçlarını A.-Türkiye'den Pekan-Malezya'ya taşıma işini davalının üstlendiğini, malın denizde taşınması sırasında, İtalya'nın Tavra Limanında bir başka gemiye aktarılırken, iki adet zırhlı personel taşıyıcı aracın yüksekten rıhtıma düşmek suretiyle tam ziyaa uğradığını, müvekkilinin sigortalısına 1.800.000 USD ödediğini ileri sürerek, T.T.K'nun 1301 'inci maddesi uyarınca anılan miktarın davalıdan temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, M.Ö.H.U.K'nun 32'nci maddesi uyarınca tanınan iki aylık süreden sonra 100.000.000.00O.-TL teminatın T.C. Merkez Bankası'na depo edildiği, verilen sürenin davalı yönünden kazanılmış hak oluşturduğu, teminat miktarının verilen süreden sonra yatırılmasının kazanılmış hakkın ortadan kalkmasına engel olmayacağı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, T.T.K'nun 1301 'nci madde hükmüne dayalı, sigortaca ödenen paranın rücuen tahsili istemine ilişkindir. 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'da emredici nitelikte düzenlenmiş olan 32'nci maddesi hükmüne göre, Türk mahkemesinde dava açan yabancı gerçek veya tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere, mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar. Meğer ki, davacı karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabilsin. Yabancı davacının teminat yükümlülüğü, H.U.M.K'nun 188'nci maddesi hükmü uyarınca mahkemenin re'sen nazara alması gereken husustur. H.U.M.K'na göre, yatırılması gereken teminat ilk itiraz olarak davanın esasına girmeden, ileri sürülmesi gerektiği halde, yabancılık esasına dayanan teminatın re 'sen nazara alınması gereken bir konu olduğu kabul edilmektedir. Çünkü, yabancılık esasına dayalı teminat yalnız davalının değil, mahkemenin maruz kalacağı zararları karşılamak amacını gütmektedir (Bkz. Prof. Dr. A. Ç., Milletlerarası Özel Hukuk, 2. Baskı, İstanbul 1987, Sh. 278, Prof. Dr. E. N., Devletler Hususi Hukuku, 5. Baskı, İstanbul 1990, Sh. 451-452). Davacı, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde teminat göstermez ise duruşmada hazır bulunmamış sayılır; yani duruşmaya kabul edilmez. Bunun üzerine ne yapılacağına karar verme yetkisi davalıya aittir. Şöyle ki, duruşmada hazır olan davalı davayı takip etmek istemediğini bildirirse, mahkeme dosyanın HUMK'nun 409'ncu maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verir. Davalı, istenilen teminatı göstermedi ği için duruşmada hazır bulunmamış sayılan davacının yokluğunda yargılamaya devam edilmesini isterse davaya davacının yokluğunda devam edilir. Davacı daha sonra istenilen teminatı gösterirse, duruşmaya kabul edilir. Fakat, yokluğunda yapılmış olan işlemlere itiraz edemez. Somut olayda, mahkemece, 100.000.000.000.- TL teminatın USD cinsinden T. C. M. B.'na iki aylık kesin süre içerisinde bloke edilmesi, bloke edilmemesi halinde ise duruşmaya gelmemiş sayılacağı hususu davacı yana hatırlatılmış, davacı yan iki aylık süre geçtikten sonra teminat miktarını yatırmış, davacı vekilinin de olduğu duruşmada davalı vekilinin davayı takip etmediğine ilişkin beyanı üzerine, dosyanın H.U.M.K'nun 409'uncu maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, davacı yanca yenileme talebinde bulunulmuş, yenileme sonrasındaki ilk duruşmada, verilen kesin süre nedeniyle davalı yan yararına usuli kazanılmış hak doğduğu, verilen kesin süreden sonra teminatın yatırılmış olmasının bu hakkı ortadan kaldırmayacağı, davacının yabancı olması nedeni ile dava Şartı olan teminatın süresinde yatırılmamış olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, yabancılık teminatı yatırılması yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, H.U.M.K'nun 99'uncu maddesine göre teminat vermeyen tarafın muhakemede hazır bulunmamış addolunacağı öngörülmüş olmakla, bunun sonucu olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmelidir. Mahkemece, dosya işlemden kaldırıldıktan sonra, yenileme talebi üzerine davaya devamla, taraf delilleri ve tüm dosya kapsamına göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 7.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ******