Mesajı Okuyun
Old 03-02-2007, 00:56   #29
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

18 numaralı mesajdaki sözümü tutuyorum


Sayın Balku,

Sayın Kayar ve sayın Korayad'ı haklı çıkartacak bir karara rastladım az evvel. Kendilerini kutluyorum Bizler de bir emsalle doğrusunu öğrenip, hep birlikte pekiştirme olanağına kavuşmuş olacağız.

Saygılarımla...




Alıntı:
HD 14, E: 2004/007116, K: 2004/008126, Tarih: 23.11.2004
[*]EVLİLİK BİRLİĞİNDEKİ MALLARIN KATKI PAYI[*]EŞLER ARASINDA RESMİ SÖZLEŞME OLMASI[*]EŞLER ARASINDAKİ İŞLEMLERİN TANIKLA KANITLANMASI

Karı koca arasında mal ayrılığı rejiminin bulunması Borçlar Kanunu uyarınca sözleşme ilişkisinin kurulmasına engel değildir. Evlilik birliği kurulurken bunun ömür boyu süreceği düşüncesi hakimdir. Bu düşünce nedeniyle de ortak yaşama ve geleceği güvence altına almak amacıyla eşlerin birlikte yatırım yapmaları yaşamın olağan akışıdır. Karşılıklı güvene dayalı olarak kurulan evlilik birliği içerisinde eşlerin aralarındaki hukuki ilişki yazılı sözleşmeye bağlamaları beklenemez. Eşler arasındaki işlemlerin HUMK.nun 293. maddesi uyarınca tanıkla kanıtlanma olanağı vardır. Kararlaştırılana aykırı davranılması nedeniyle tazminat istenmesini önleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.

(4721 s. MK. m. 249, 706) (1086 s. HUMK. m. 293)

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.5.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 3.6.2004 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.11.2004 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı F.Müjgan Ottaş ve vekili Av. İsmail Haneoğlu geldiler. Karşı taraf gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava evlilik birliği içinde edinilen malların birlikte alındığı iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil, bu istem kabul edilmezse taşınmazların alımına katkı payının tazminat olarak tahsili isteğine ilişkindir.

1- Öncelikle, davacının tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmektedir.

7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere; sicilde eşlerden biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte kendi namına satın alınması gerektiğini ve bedelini de kendisinin verdiğini ileri sürerek kaydın adına tashihini isteyen diğer eşin bu isteğinin kabul edilebilmesi için, aralarında Medeni Kanunun 706. maddesi (Önceki Medeni kanunun 634. maddesi) hükmüne göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme olması gerekir. Böyle bir sözleşme yoksa davacının mülkiyet aktarımı için geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez ve ayın (mülkiyet) iddiası dinlenemez. Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması da kaydın iptalini gerektirmez.Eldeki davada, davacı resmi şekilde yapılmış belgeye dayanmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön yoktur. Davacının açıklanan hususları amaçlayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacının ikinci kademedeki katkı payına ilişkin tazminat istemine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Karı koca arasında mal ayrılığı rejiminin bulunması Borçlar Kanunu uyarınca sözleşme ilişkisinin kurulmasına engel değildir. Evlilik birliği kurulurken bunun ömür boyu süreceği düşüncesi hakimdir. Bu düşünce nedeniyle de ortak yaşama ve geleceği güvence altına almak amacıyla eşlerin birlikte yatırım yapmaları yaşamın olağan akışıdır. Karşılıklı güvene dayalı olarak kurulan evlilik birliği içerisinde eşlerin aralarındaki hukuki ilişki yazılı sözleşmeye bağlamaları beklenemez. Yukarıda anılan İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde gösterildiği gibi, eşler arasındaki işlemlerin HUMK.nun 293. maddesi uyarınca tanıkla kanıtlanma olanağı vardır. Kararlaştırılana aykırı davranılması nedeniyle tazminat istenmesini önleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.

Somut olayda da davacı katkı payına ilişkin tazminat talep etmiş buna dair yazılı delillerini de dosyaya sunmuştur. Mahkemece, davacının dayandığı yazılı deliller gerek duyulursa bilirkişi incelemesi yaptırılarak, değerlendirilmeli katkı payına ilişkin tazminat talebi hakkında bu şekilde sonuca ulaşılmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmayla bu bölüm istek de reddolunduğundan karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (2). Bent uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 375.000.000 Lira Yargıtay duruşma ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 23.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.