Mesajı Okuyun
Old 23-11-2009, 22:19   #5
hukuksever_dr

 
Varsayılan

Sayın İlksan;
Cevabımız için teşekkürler. İlk önce size ne kadar samimi olduğumu şöyle anlatayım. Özel hastanede çalışan bir doktor olarak ben ne kadar çok hasta muayene edersem o kadar çok para kazandığımı belirterek sözüme başlayayım. Bundan sonra siz kendi kendinize şu soruyu sorun "Bu adam hasta sayısı artınca çok daha çok kzandığı için mi şikayetçi? Aklından zoru mu var?" Bu sorunun cevabı sanrm size birşeyler anlatır. Kalkı payı uygulaması gelince çalıştığım hastanede hasta sayısında %40 oranında bir azalma oldu, yani gerçekten hasta olanlar gelmeye başladı. Ortadan kaybolan %40'ın bir bölümü 12TL yi veremediği için devlet hastanesine ve sağlık ocaklarına yönlenmiş olabilir ama bu oran tahmin gerçekten de fazla değil. İkincisi devletin ödediği 29TL muayene ücretidir. İçinde tetkik fiyatları yoktur. Birçok hastane hastalardan tetkiklerden ayrıca ücret almaktadır. Devlet yapılan birçok tetkiklere ödeme yapmazken BT, MR, EKO, Efor Testi, Sintigrafi gibi birçok tetkiklerede belli bir ücret ödemektedir. Üçüncüsü artık Türkiye 2009 yılındaki sağlık harcaması ile kişi başına düşen miktar hesaplandığında Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğunu geçmiş bulunmaktadır. Kaldıki ülkemizde kişi başına düşen sağlık harcamaları hesaplanırken özel hastanelerde ekstradan alınan miktarlar, özel doktor muayenelerdeki harcamalar, hastaların maalesef üzülerek söylüyorum ki halen var şu meşhur bıçak parası denen şey ve benzeri harcamalar bu rakamlara dahil değildir. Hesaplamayı devlet kendi bütçesinden direkt çıkan rakam üzerinden yapmıştır ve sonuçta AB standardını yakaladık. Bu konuda www.medimagazin.com.tr sitesinde biçok haber çıkmıştı, okuyabilirsiniz. Şu an hükümetin üzerinde en çok durduğu ve "kara kara düşündüğü" en önemli konulardan biri sağlık harcamaların nasıl azaltırız konusu. Maalesef bu konu çok medyatik bir konu olmadığı için basında pek üzerinde durulmuyor. Şu an uygulanan sağlık sistemi, özel hastaneler uygulaması ekonomik nedenlerden dolayı çökme noktasındadır. İlaç harcamalarını azaltmak için gayrı-ilmi birçok uygulama yürürlükte. Daha 1 ay önce çıkan yönetmelikle daha önce kemik erimesi var diye kabul ettiğimiz hastalara artık sende kemik erimesi yok, 5 sene sonra gel diyoruz (Hastalık ile ilgili dünyanın kabul ettiği rakamlar tek bir yönetmelikle yukarı çekildi ve hasta olanlara hasta olmasına rağmen sağlam demeye başladık, sırf pahalı ilaçlar az yazılsın diye). Sonuç olarak siz hukukçu olarak bakış açınız "zavallı hastaların" hak kayıpları şeklindedir. Ben de bir doktor olarak bakış açım belki size garip belki gaddarca gelecektir ama "sağlık hizmeti" devletin sunduğu bir hizmettir. Köprüden geçerken ücret öderken (deli dumrul vergisi) hak kaybı olmuyorda sağlık için para öderken mi hak kaybı oluyor? Ne fark var arada, ikisinide devlet sunuyor. İkisinide kullanmak zorundasınız. Belki benzetme abartılı olmuş olabilir.
Şurda haklısınız, Danıştay aynı uygulamayı daha önce iptal etti. SGK bu karara rağmen alınan katkı payını daha da arttırarak Danıştay kararının zıddına geri getirdi. Siz hukukçular buna "HUKUK TANIMAZLIK" diyorsunuz, tam da öyle bir şey. SGK'nın yapması gereken sağlık ocağı= poliklinik= tıp merkezi aynı katkı payı, devlet hastanesi= özel hastane katkı payı eşit, ve araştırma hastanesi ve üniversite hastanelerinin katkı paylarını daha fazla şeklinde uygulamalıydı. Bu durmda eşitsizlik ve rekabet ilkesin aykırılıktan söz edilemezdi, danıştayın iptal gerekçelerinden biride buydu. Sonuç olarak sağlık hizmeti gelişen teknolojiyle birlikte giderek pahalı olmaya başladı, devlet bu yükün altından kalkmkta zorlanıyor. 5 yıl önce sunulan bedava sağlık hizmeti dönemlerini hatırlarsak uzun kuyrukları, saatlerce bekleyip ayak üstü 1-2dk'lık muayeneleri, saatlerce SSK eczanesi önünde saatlerce beklemeler, alınamayan ilaçlar. O dönemlerde de özel hastanede çalışıyordum, henüz devlet anlaşması yoktu, o zamanlarda komik ama SSK hastanesinde 1-2dk'lık muayeneden tatmin olmayan (ki haklı gerekçe), bekleyip te sıra gelmeyen hastaları ücretli olarak muayene ediyorduk.