Mesajı Okuyun
Old 17-02-2007, 11:13   #4
Hekimbaşı

 
Varsayılan Hevesle yasa çıkarılmaz

Sn.Kayar,

Hasta hakları kavramına karşıt olarak değil, koşut olarak kullanıldığını görmek gerekir. Bunun nedeni gayet açıktır, olmayacak şeye amin denmez.

Kavram adı altında sıraladığınız, hekim hakkı olması gerektiğini düşündüğünüz, ama gerçekte olmadığını bildiğiniz şeyler; genel olarak belge ile yetkilendirilen ve sorumluluk yüklenen avukat, mühendis, öğretmen gibi meslek çalışanlarının sahip olması gereken çalışma ortamının unsurlarıdır.

Bunlardan etik kurallara uyma zaten hak değil, sorumluluktur. Yemin ediyoruz ve meslek kuralları arasında yer alır. Aynı yerlerde baskı altında dahi olsa bunu yapacağımız yazar. O da sorumluluk yani. Diğerleri ise özel olarak hekimler için hiçbir yerde yer almaz. Sadece tabip odasının görevleri arasında geçer, ki bu doğaldır.

Ancak hiçbirşey bir belgeye bağlı olmakla çözülemez. Nasıl insan hakları yasaları var ama uygulanamıyor ise, hasta hakları da olur elbette; ne isterseniz yazarsınız. İsterseniz hastanın kendi kendini ameliyat etme hakkını bile yazın. Ne fark eder? Bu alan insan hakları gibi soyut bir konuya ilişkin değil, insanın aldığı hizmetlerin en önemlisi olan yaşam hakkıyla ilgili bir uygulama alanına yöneliktir. Yasama üfleyince yelkenler şişmez yani; gemi rüzgarın götürdüğü yere gider.

Üstelik daha dün, tabip odaları, YÖK, üniversiteler ve muhalefetin her türlü itirazına rağmen 'ithal doktor' yasası çıkmıştır. O peşinden koşmaya bayıldıkları, özel sağlık hizmetlerinin dorukta olduğu ABD de dahi, hastaya elinizi sürdürtmez, hatta bazı bölümlerde kapıdan içeri sokmazlar. İsterseniz ordinaryus profesör olun.

Akıllı bir onlar var ya, akılları sıra Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Kazakistan' dan doktorlar koşarak buraya gelecek. Öyle birşey elbette olmayacak, sadece sahtekar ve şarlatanlar gelecek. Sağlık hizmetlerimizi "düzenleyemediğimiz için" denetleyemez; standartlar, kurallar koyamaz, koyduğumuz kuralları da uygulayamaz iken; yabancıları mı denetleyeceğiz? Neye göre?

Malum nedenlerle yine ABD ye döneceğim. Hastalara uygulanan bütün prosedürlerin önceden belli olması bir yana, ne gibi durumlarda belirsiz olarak kabul göreceği, ve öylesi, belli olmadığı durumlarda uygulanacak prosedür bile bellidir. Kimin, nasıl denetleyeceği de bellidir. Yaptırımları da çok ağırdır.

Kısacası bunlar talep değil, önkoşuldur. Önce sürücü güçlerinden başlayarak, hizmet ortamını rayına oturtur, o çerçevede hizmeti alanla da ilgilenirsiniz. Bunun tersi bırakın gerçeği, mantığa bile aykırıdır. Herhalde mantığa aykırı yasa da yapılmaz yani.

Hiçbir konunun öyle bölük pörçük, sağdan soldan toplama yasalarla, heves temelinde çözülmesi mümkün değildir. Yasalar bir ülkenin aynasıdır. Çıktıkları zaman o ülkede belli konuya nasıl bakıldığı, o konunun nasıl ele alındığını yansıtırlar. Ülke geliştikçe, konular çeşitlendikçe de bu gelişim doğrultusunda yasalar da değişir. Zaman boyutu içerisinde incelediğiniz taktirde, bir ülkenin ne yönde, nasıl değiştiğini yasalardan izleyebilirsiniz. Olmayan, olamayacak şeylere ilişkin yasa da olamaz. Yasanın ya olabilir halini bulmanız, ya da yasayı uygulanabilir kılacak koşulları yaratmanız gerekir.

Tartışırken doğal olarak hekim hakkı ileri sürülecektir; çünkü konunun muhatabı hekimlerdir, en somut çelişkiler hasta ile hekim arasındaki ilişkilerde ortaya çıkmaktadır. Ama dikkat ederseniz benim öne sürdüğüm gerekçeler daha çok uygulamanın mevcut koşullarıyla ilişkilidir.

Saygılarımla,