Mesajı Okuyun
Old 12-10-2006, 16:35   #5
gerunsal

 
Varsayılan

Size de kendimiz söylüyor kendimiz dinliyoruz gibi gelmiyor mu? Sayın Mütercimler ne güzel anlatmış...

Erol Mütercimler
HabertürkErmeni tasarısına karşı yanlış işler...11.10.2006 19:34Ermeni soykırımını tanımayla ilgili karar 12 Ekim'de Fransız ulusal meclisinden çıkacak. Bu kesin. Çünkü Fransa'da ciddi bir Ermeni asıllı seçmen var. Bu tasarıya muhalefet eden milletvekilleri bile oylamaya bir daha seçilememek korkusuyla katılmayacaklarını açıklamış bulunuyorlar. Dolayısıyla 60'a yakın oyla karar çıkacak.

Bu kararın yürürlüğe girmesi için önce hükümete gelecek, onay bulursa senatoya gidecek, buradan geçerse cumhurbaşkanına gidecek, sonra da anayasa mahkemesi var. Diyelim ki hepsi 'evet' dedi.

Türkiye için bundan sonra da AİHM var.

Öte yandan öncelikle hükümet ile Fransa'nın en saygın tarihçileri ve hukukçuları, böyle bir kararın demokrasiye, düşünce özgürlüğüne ve anayasaya aykırı olduğunu söylüyorlar. Buradan hareketle, bu karar meclisten geçer ama yürürlüğe girmez.


* * *

Biz ne yapıyoruz?

Efendim; Meclis'ten, Cezayir'de Fransa'nın soykırım yaptığına dair yasa çıkarmaya çalışıyoruz.

Bu kimin aklıysa, ya aklı yok ya da sırf seçim yatırımı olacağı düşüncesiyle hareket ediyor.

Türk resmi görüşü, Fransa'nın böyle bir yasa çıkarmasının yanlış olduğu, konunun tarihçiler tarafından sonuçlandırması gerektiği savunulmuşken, şimdi siz savınızın tersinin yapacaksınız. Bu hangi akılla bağdaşıyor?!

Diyelim bu saçma sapan kararı meclisimizden çıkardınız; Cezayir Tarih Kurumu Başkanı kalkıp, 'Böyle bir soykırım olmamıştır' derse, ne yapacaksınız... Yine bir Cezayirli akademisyen ya da poklitikacı çıkıp; ' Cezayir'de Fransızlar katliam yaparken, Türkiye neredeydi? Birleşmiş Milletler de karar alınırken, Türkiye kimin yanında yer almıştı? Bugün, kendi davanız için bizi geçmişteki ayıplarınızla yüzleşmeden kullanmaya utanmıyor musunuz?' derse, ne yanıt verilecek...

Meclis'ten bu kararı çıkaralım diyen milletvekillerimiz acaba bu soruların yanıtını biliyorlar mı?

* * *

Bazı çevreler kalkmış, Fransız mallarına boykot koyalım; Türkiye kaybetmez Fransa kaybeder diyorlar.

Bunu neye göre söylüyorlar!

Devletin resmi ithlata ihracat rakamlarına bakmışlar mı ki, konuşup duruyorlar. Fransa'nın Türkiye muhtaçlığı yüzde 0.9... Dikkat edin yüzde bir bile değil. Türkiye ise ihracatında Fransa'ya yüzde 5.9 civarında muhtaç! Sayılarla gözlerinizi yormak istemiyorum. Kısacası mal ya da ticaret boykotundan Fransa bir şey kaybetmez.

Türkiye'de yaklaşık beş yüze yakın çeşitli ortaklık düzeylerinde, Fransız kökenli şirket ve banka var. Buralarda onbine yakın Türk insanı çalışıyor. Yani istihdam var. Ortaya öneri atarken biraz defter kitap karıştırmak gerekiyor.

* * *

Fransızlar, daha doğrusu Ermeni diyasporasının temsilciler ne düşünüyor biliyor musunuz...

'Bu Türkler her zaman böyledir. Önce, esip, yağar gürlerler, ama kısa sürede sinerler. Mayıs ayında, bu tasarı konuşulduğunda aynı şey oldu. Apo meselesinde İtalyanlarla aynı tiyatroyu oynadılar. İsviçre tasarıyı hayata soktuğunda da kuru gürültüden başka birşey yapmadılar. Şimdi Fransa'ya karşı da benzer tepkiyi gösterecekler. Bu nedenle çekinmenize gerek yok!'
Haklılar. Doğru düşünüyorlar. 13 Ekim sabahı hükümetimizin ne yapacağını bilen var mı?

* * *

Kurtuluş Savaşı sırasında, bu Fransızlar, işgal ettikleri Anadolu'da Ermenilerle birlikte soykırım yaptı. Çukurova, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş kentlerinin tarihlerini okursanız ne anlatıldığını göreceksiniz.

Bu olayları Türkiye anlattı mı? Bu olayların tarihini anlatan belgeseller yaptı mı? Peki ya sinema ve televizyon filmleri?..

TRT denilen kurum ne iş yapar... Abuk sabuk dinci programlar ile, politikacıların eşine dostuna istihdam yuvalığı yapmaktan başka ne işlevi var!

Bugüne kadar, hiçbir Türk hükümeti matematik aklın ve uluslarası ilişkilerin gereği olan adımları atmamış, ancak olaylar ortaya çıktıktan sonra, ayakkabısının tabanına basıp nara atmaktan başka bir kahramanlığı olmayan sokak kabadayıları gibi, bağırıp çağırmış... Ve bugünlere gelmişiz...

* * *

Türkiye'nin hayatıyla ilgili kararlar alan baylar!

Ucuz kahramanlığı bırakın da, 13 Ekim 2006 sabahından itibaren, imama kızıp oruç bozmadan, ne yapacağınızı kararlaştırın.

Hiç olmazsa bu kez, Türk gibi başlayıp Türk gibi bitirmeyelim.