Mesajı Okuyun
Old 29-08-2006, 23:08   #2
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

İş sözleşmesinin işveren tarafından İş Kanunu madde 25/II-g hükmü uyarınca feshedildiği ortadadır.

Madde.25/II-g
"İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi."

Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere devamsızlığın işverenin izni olmaksızın gerçekleşmesi gerekmektedir. Oysa somut olayda işçi yıllık ücretli izin hakkını kullanmıştır. Bu durumda ilk yapılacak şey eğer işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanabiliyorsa feshin geçersizliğinin tespiti ile işçinin işe iadesine ilişkin dava açılmasıdır. Elinizde yazılı belge olmaması nedeniyle bu davada dayanılacak delil, tanık beyanı olacaktır. İspat kolaylığı açısından önemli olabilecek nokta şudur. Eğer işveren izin olgusunu tamamen inkar etmemekle birlikte telefonla alınan üç günlük izni inkar ederse davacı işçinin davasını ispatlaması daha zor olacaktır. Çünkü iki kişi arasında yapılan telefon görüşmesini bilebilecek tanık bulunması güçtür. Fakat izin olgusu külliyen reddedilip, normal izin+üç günlük izin süresini kapsayan dönem boyunca izinsiz devamsızlık yapılması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiği bildirilmişse ispat açısından işiniz kolaylaşacaktır. Bu durumda işçinin yıllık ücretli izinde olduğu şirkette çalışan tanık beyanları ile daha kolay ortaya çıkarılabilecektir.

Belirtilen zaman aralıklarında işçinin işe gelmediği konusunda bir uyuşmazlık bulunmaması nedeniyle işçinin işe gelmediğini gösterir puantaj kayıtlarının pratik bir değeri olmadığı kanısındayım.

İşçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecek durumda değilse bu durumda açılacak davada feshin haklı nedene dayanmadığı belirtilip kıdem-ihbar tazminatı ile birlikte diğer işçilik alacakları istenebilir.

İlk planda aklıma gelen bunlar. Detaylı araştırıp ek birşey bulabilirsem paylaşırım.

Saygılarımla