Mesajı Okuyun
Old 24-02-2007, 16:59   #8
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Bir İngiltere vatandaşının, Türkiye'de açacağı davada, Türkçe bilmediği için İngilizce dille vereceği dilekçeyi anlayabilirim. Burada mütekabiliyet, devletler arası uygulamalar, anlaşmalar vesair de işin içine girebilir çünkü ve daha geniş bir zaviyeden bakmayı icap ettirebilir. Türkçe'ye tercüme edilmesi için süre verilmeli ve gereği ona göre yapılmalıdır kanaatimce.

Ancak Lazca'ya aynı statüyü tanırsam; olmayan ülkelerin hatta artık olmayan kavimlerin dillerine de aynı statüyü tanımam gerekir ki; bu işin sonu yok. İş Latince'ye, Hiyeroglife kadar gider. Dolayısıyla Lazca dilekçe kesinlikle reddetmelidir. İlk itiraza da gerek yoktur. Resmi dilin Türkçe olması gereğince olması gerekenin bu olması bir yana hem hakim, hem davalı Türkçe'den başka dil bilmiyorsa yargılama nasıl devam edecek? Tercüme külfetini adalet teşkilatına veya davalıya mı yükleceğiz?

Şimdi dava dilekçesindeki bu tip noksanlıklardan bazılarının zorunlu olmadığını gördük. Bunlar bakımından soruyu incelemeye gerek yok. Ancak zorunlu olan cihetler bakımından ise; bazılarını hakim kendiliğinden de yani re'sen de tamamlatmak zorundadır.

"Örneğin talep sonucu açık değilse, mahkeme, davacıya talep sonucunu açıklatmalıdır. (m.75/II) Bu hükümde, hakim müphem ve çelişik gördüğü iddia ve sebepler hakkında izahat isteyebilir denmekte ise de, bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir." BAKİ KURU-A.g.e

Sayın korayad,
Sorunuzun son hali ile cevabım; kesinlikle geçerli değildir. Davada davalı taraftır. Taraf ise dava şartlarındandır ve hakimin re'sen gözeteceği bir cihettir. Buradaki noksanlık varsa zaten bunu ilk itiraz olarak ileri sürecek kişi de ortada yoktur ki; bu ilk itiraz hakkını nasıl kullansın!

İmza da bağlayıcı iradenin ifşası anlamında zaruridir, kanaatimce. Dahası 75/II gereği talep ile dahi ilişkilendirilerek, hakim tarafından her daim ikmali talep edilebilir.

Dil konusunda zaten girizgahta açıklama yapmıştım. Özetle bence de İngilizce ile Lazca arasında durum değişir. Bir devletin diline daha müsamahakar olunabilirken diğerine (herhangi bir devletin dili olmayan dile) aynı toleransa gerek yoktur ve nihayetinde İngilizce olan dahi Türkçeleştirildikten sonra işleme konulacaktır. Aksi halde o da reddolunmalıdır.

HUMK. 187/7'nin 75 ile birlikte anlamı vardır kanaatimce.

Saygılarımla.