Mesajı Okuyun
Old 06-09-2006, 11:12   #4
kırmızı

 
Varsayılan

T.C
Y A R G I T A Y
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı:
Esas 2003 Karar
8764 9128
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi :G As.H.H.
Tarihi :13.3.2003
Nosu :183-17
Davacı :Afife
Davalı :Reşat vs.
Üçüncü Şahıs :
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,kayden maliki bulunduğu 900 parsel sayılı taşınmazı davalıların rızası dışında kullandıklarını bedel ödemediklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesi,ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı Hüseyin,dava konusu taşınmazı kira karşılığı kullandığını 2001 yılında davacı ile aralarında sorun çıktığını 2002 yılında başka bir kişinin kullandığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı Reşat,taşınmazı kendisinin hiç kullanmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,dava konusu taşınmazın kira karşılığı kullanıldığı,haksız bir el atmanın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,Tetkik Hakimi raporu okundu.Düşüncesi alındı.Dosya incelendi.Gereği görüşülüp,düşünüldü:
-KARAR-
Dava,elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece,taraflar arasında kira ilişkisinin varlığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere,özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir.Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarak da vücuda getirilebilir. Yeter ki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar.Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır.
Ne var ki kira ilişkisi bir hukuki fiil (vakıa) değil,bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir.
Bu nedenle,HUMK.nun 288.maddesi uyarınca l.l.1998 tarihinden itibaren 40.000.000 lirayı aşan (23.6.1996 gün ve 4146 sayılı yasaya göre) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak yoktur; kira sözleşmesinin varlığı, ancak yazılı delille ispat edilebilir.Hemen belirtilmelidir ki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir.Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın,ilgilisine (davalıya yada davalılara) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMK.nun 292 ve 293.maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca,yukarda belirtilen ilkeler gözetilerek kira ilişkisinin mevcudiyetinin araştırılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,17.9.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

karardan da anlaşıldığı üzere kira sözleşmeleri yazılı delille ispat edilmelidir ve kira akdinin ispatı konusunda (belirtilen miktar dikkate alınarak) tanık dinletilmesi mümkün değildir. eğer kiracı kira bedelini banka havalesi yoluyla yapmamış ise yada ev sahibi tarafından kendisine alınan kira karşılığı yazılı bir belge vermemişse, haksız işgal nedeniyle müdahalenin men'i davası açarak evi tahliye edebilirsiniz düşüncesindeyim. aksi halde kira akdini kabul ederek sayın Hukukçu 42 nin de belirttiği şekilde kötü kullanım nedeniyle tahliye talep edebilirsiniz kanaatimce. iyi çalışmalar