İtirazın iptali -önceki msjımda da belirttiğim üzere- bir eda davasıdır.İspat yükü davacıda ve genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat mümkün.
İspat hukuku bakımından konuyu incelememiz gerekir kanaatindeyim.
Borçlunun, takibe itirazındaki ikrarını "mahkeme dışı ikrar" olarak kabul edersek, bu bir takdiri delildir,kesin delil değildir.diğer deliller de gözetilmeli.
Böyle bir ikrarı mahkemede yaptığını düşünsek bile, bu ikrar "bağlantılı bileşik ikrar"(hukuki ilişkiyi kabul edip,başka bir olgu ile onu hükümsüz kılmak) niteliğinde olduğu için , ispat yükü ikrar edende değil, karşı taraftadır.(ikrar bölünmüyor).

İspat hukukuna temas etmekle doğrumu ettim bilmiyorum ama şuan aklıma bu geldi..
Benim merak ettiğim de MK.2 uygulanabilir mi burada? borçlu itirazında hukuki ilişkiyi kabul ediyor, dava aşamasında, aramızda ticari ilişki yok diyor..