Mesajı Okuyun
Old 05-06-2007, 09:13   #5
muratsadioğlu

 
Varsayılan Devletin Yürütme Gücü..

Sayın Meslektaşlarım,

Şimdiye kadar toplanan bilgileri gözden geçirirsek,oluşum şöyle:
1-Alacaklı,takibini kesinleştirip,borçlunun mallarının haczi konusunda karar aldırmıştır.
2-Bu karar sonucu öncelikle boçlunun adına kayıtlı aracın kaydına haciz koydurmuş,fakat araç tüm çabalara karşın ele geçirilememiştir.Bundan sontra da ele geçirilip geçirilemeyeceği bilinmemektedir.
3-Ele geçirilmemiş araç fiilen haczedilememiş,değer biçilememiştir.

Ortada kesinleşmiş bir haciz var mı?.Bizce yok.
En basit ve yerleşik haciz tanımı,bu konuda olumsuz düşünmemizin nedeni:
Bilindiği gibi:''Haciz ödeme süresi gelmiş bir alacağın sağlanması için borçlunun taşınır ve taşınmaz malvarlığına el koyma işlemidir.''
Tanıma göre olayımızda el koyma olmamış,değerlendirme yapılamamış,kayıt üzerindeki haciz,sanal olmaktan öte bir sonuç doğurmamıştır.

Bu durumda,İİK' nın 105.maddesi koşulları oluşmuştur.
İcra müdürü,el koymanın sonuçsuz kaldığının da kanıtlanması koşulu, ile 105.maddeye göre geçici aciz belgesi düzenleyip verebilmelidir

Aksine uygulama,aracını kaçıran belki de parçalayıp satan,yada şase motor numaralarını değiştirip boyayan kötü niyetli borclu korunmuş,ödüllendirilmiş olur.
Üstelik bu koruma,sözkonusu icra takibi ile sınırlı kalmayıp,İİK'nun 277.maddesinde öngörülen iptal davalarını da olanaksız kılmış;alacaklıyı aracın trafik kaydı üzerine haciz koydurmaktan dolayı pişman etmiştir.
Hukukta buna olanak tanınmaması,yasa boşluğunun yönetsel ve yargısal yöntemlerle kapatılması gerektiği inancındayız.

Umarız ki,arşiv uzmanı meslektaşlarımız,bu savımızı destekleyecek kararlar bulacaklardır.
Saygılarımla