Mesajı Okuyun
Old 24-08-2006, 16:56   #9
erdal7

 
Varsayılan

olayınıza ışık tutacak kararı ekliyorum

Saygılarımı sunarım. Av. Erdal

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1978/4-260

K. 1978/389

T. 24.5.1978

• ALACAK DAVASI ( Avukatlık Ücreti )

• İŞ SAHİBİNİN AVUKATLIK ÜCRETİNDEN YOKSUN BIRAKMA AMACI ( Vekillikten Uzaklaştırma Yoluna Gidilmesi )

• VEKİLLİKTEN UZAKLAŞTIRMA ( Avukatlık Ücretinden Yoksun Bırakma Aacıyla )

• AVUKATLIK ÜCRETİNDEN YOKSUN BIRAKMA ( İş Sahibinin Vekillikten Uzaklaştırması )



ÖZET : İş sahibinin, avukatı mahkemenin belirleyeceği avukatlık ücretinden yoksun bırakmak amacı ile vekillikten uzaklaştırma yoluna gidip gitmediğinin araştırılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.10.1975 gün ve 279/569 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 14.11.1976 gün ve 9853/9466 sayılı ilamı ile, "önceki dava dosyası getirtilip verilen red kararının bozulacağı konusuna varılırsa sulh ile gerçekleşen tutar üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi, red edileceği sonucuna varılırsa bu takdirde davanın reddine karar verilmesi icap ederdi." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Davalının üçüncü şahısla düştüğü anlaşmazlığın çözümünde hukuki yardımlarda bulunmak, kendisini adli merci ve resmi daireler önünde temsil etmek üzere davalının davacı avukatla bir vekalet sözleşmesi kurduğu, bununla Avukatlık Kanununun 163/2. maddesinde belirlendiği gibi vekalet ücretini serbestçe kararlaştırdıkları, tutarını da belli ettikleri saptanmıştır. taraflara karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmede yer alan hükümlere yanlar uymak ve buyruğunu yerine getirmekle yükümlüdürler.
Olayda davalıya düşen borcu oluşturan vekalet ücreti iki bölümden meydana gelmektedir. İlki muayyen ve belli bir miktar para olup davacı vekilinin azli üzerine bu tutarın davalı tarafça yukarıda anılan yasanın 17462. madde buyruğu doğrultusunda davacıya ödendiği bu konuda taraflar arasında mahkemece halli gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Çekişme, davanın kazanılması halinde hasmın davalı müvekkile ödeme zorunda olduğu ve sözleşme gereği avukata ait olan vekalet ücretini vekilin müvvekkilinden istemede haklı olup olmadığı noktasında toplanmakta, bu husus dava konusu teşkil etmektedir.
Gerçekte sözü geçen ücretin istenmesi ve borcun mevcudiyeti Borçlar Kanununun 149 uncu maddesinde belirtildiği gibi meşkuk bir hadisenin tahakkukuna yani ( davanın kazanılması ) şartına bağlı tutulmuştur.
Taraflar arasında çıkan bu uyuşmazlığa Borçlar Kanununun 154 üncü madde buyruğu çözüm getirmektedir. Orada şartın tahakkukuna iki taraftan biri hüsnüniyet kaidelerine muhalif bir hareketle mani olursa o şart tahakkuk etmiş addolunur, denilmektedir. hal böyle olunca, 154 üncü maddede benimsenen ilke uyarınca davalı müvekkilinin ücret sözleşmesinde benimsenen ilke uyarınca davalı müvekkilinin ücret sözleşmesinde öngörülen taliki şarta bağlı ücreti ödememek ve davacıyı bu tutardan yoksun bırakmak amacı ile ve iyi niyetle bağdaşmayan bir tutum içinde vekaletten azil yoluna gidip gitmediği araştırılarak hasıl olacak uygun sonuç çevresinde karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı biçimde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı bozulmasına 24.5.1978 gününde oybirliği ile karar verildi.