Mesajı Okuyun
Old 07-06-2007, 16:36   #5
Av.Eren Şener

 
Varsayılan

Önce cevaplar için herkese teşekkür ederim. (Özellikle birebir Yargıtay İçtihatı için Korayd'a)
"Çeşitli sebeplerin ne olduğunu açmam istenmiş"
Müvekkilim yabancı kökenli ve yüzyüze konuşurken dahi türkçesinin zayıflığı anlaşılmaktadır. Ayrıca hataen yaptığı ödemelerin bir çoğu elden doğrudan taşınmaz sahibine yapılmış ve bu aşamalardan bire bir taşınmaz sahibinin haberi vardır. (Diğer bir deyimle bankaya otomatik yatırma söz konusu değil) Kira sözleşmesinin metni ise çok kötü kaleme alınmış. Öyle ki dikkatlice okuyunca fark edilebilecek bir nüans bulunmaktadır. Ancak bu noktada belirtmeliyim ki yoruma açık kapı bırakmayacak şekilde ve net olarak zammın sözleşmenin 2. üçyılının başında yapılacağı belirtilmiş yani hakimin sözleşmeyi yorumlamasına gerek yok, açık bir şekilde sözleşme metni bizim yanımmızda. Ayrıca çocuklarının yaşantısının bozulmasından çekindiği için ses çıkaramamış ve ancak sözleşmenin bitim tarihinde yeniden uzayacağı 2. 3yıllık dönem için bilgi almak üzere şans eseri büroma geldiği sırada olaydan haberdar olunmuştur. Ayrıca karşı tarafın olay ile ilgili gönderdiği ihtarnamelerde zımni bir artış konusunda anlaştıklarına dair en ufak bir ifade yok. Israrla (2 ihtarname gönderdi) sözleşmede o şekilde ifade edilmediğini ve zamlı ödemenin doğru olduğu belirtilmiş.
Bu ek bilgilerim ışığında sonkez sormak isterim;
Dava dilekçemin çatısını sözleşmeye dayalı alacak davası üzerine mi kurmalıyım yoksa doğrudan sebepsiz zenginleşmeye mi dayanmalıyım, yoksa dilekçe metnini muğlak bir ifadede mi bırakmam gerekir.
daha Basite indirgersem, "sözleşmeye dayalı alacak hakkımın tahsilinin talebine" ilişkin bir ifade kullanmam, yargılama süreci esnasında sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmamı engeller mi ?
Kesin bir yanıtı olmadığını bildiğim için meslektaşlarımın her türlü yorumunu okumak beni çok memnun edecektir.
Teşekkürler