Mesajı Okuyun
Old 10-01-2019, 08:47   #2
Av. Çağrı ŞANLIER

 
Varsayılan

"Suçun oluşması bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, önemli değildir. Ancak tehdidin OBJEKTİF OLARAK CİDDİ BİR NİTELİK TAŞIMASI gerekir. Söylenen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddi bir korku yaratmaya elverişli, yeterli ve uygun değilse tehdit suçu oluşmaz. OBJEKTİF OLARAK CİDDİ BİR NİTELİK GÖSTEREN TEHDİDİN SOMUT OLAYDA MUHATABI ÜZERİNDE ETKİLİ OLMASI GEREKLİ DEĞİLDİR. Fail, objektif olarak ciddi bir nitelik gösteren söz ve davranışlarla mağduru tehdit etmek istemiş olmasına rağmen; mağdur, bu söz ve davranışları ciddiye almamışsa tehdit yine gerçekleşmiştir. TEHDİDİN GERÇEKLEŞİP GERÇEKLEŞMEMESİ, MUHATABI ÜZERİNDE ETKİLİ OLUP OLMAMASINA BAĞLI DEĞİLDİR."
İsmail Ercan, Ceza Hukuku Genel Hükümler-Özel Hükümler, Kasım 2009, s. 530

Ben, en azından tehdit suçunun oluşmadığını düşünüyorum. En azından dememin sebebi, olayda tehditten ziyade hakaretin mevcut olmasıdır (hakaret olarak kullanıldığını, maalesef çok duymuşluğum vardır).

Suçun oluştuğunu düşünürsek, tanık anlatımlarının güvenilirliği önemli. Tarafları tanımayan, olay sırasında orada bulunan kişilerin tanıklığı ile tarafların arkadaşlarının tanıklığı arasında muteber olması bakımından çok büyük fark olacaktır.

Son olarak, ya suçun oluşmaması nedeniyle ya da yeterli delil olmadığından beraat kararı çıkacağını düşünüyorum.
Hagb kurumunu da atlamamak gerekir. Hagb kararına sığınarak ceza da çıkabilir.