Mesajı Okuyun
Old 07-01-2011, 11:27   #2
Avukaat

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
öncelikle belirtmek isterim ki daha önce başıma bu tür bir olay gelmedi ancak; sorunu çözmenize yardımcı olacak benzer bir olaydaki yargıtay kararını sizinle paylaşmak isteri. Hemen belirteyim ki kararı bir başka siteden aldım ve güvenirliğini gfaranti edemiyorum.

Hemen söylemek gerekir ki devalüasyondan (2001 yılıdaki) sonra da gazetelerin dolar ve mark kuru ile sattığı arabalarda da aynı sıkıntı yaşanmış ve mahkemelere binlerce başvuru olmuştu. Eğer bir hukuk programı kullanıyor iseniz bu konuyu kendi programınızdan da araştırmanızı tavsiye ederim.

Müvekkiliniz kredi sözleşmesini ne zaman imzaladı bilmiyorum ama japon yeni şu an 1,89TL civarındadır. iki yıl önce ise 1,68TL (01.01.2009 tarihinde) civarındadır. Yabancı para miktarı ile ne kadarlık kredi çekildi belirtmemişsiniz. iki yıl içerisindeki kur farkı %12 civarındadır. Doğal olarak da geri ödemesi 100.000TL (farzı misal) olan paranın şu an gözüken geri ödemesi 112.000TL olacaktır. tüm bu değerlendirmeleri yapıp ona göre dava açmanızı tavsiye ederim.

T.C.

YARGITAY


11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/9995

K. 2001/1075

T. 12.2.2001

• SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI ( Edimler Arasındaki Dengenin Şartların Olağanüstü Değişmesiyle Büyük Ölçüde Tarafların Biri Aleyhine Bozulması Sonucu Tarafların Sözleşmeyle Bağlı Olmaması )

• SÖZLEŞMEYE BAĞLILIK İLKESİ ( Hukukumuzda Sözleşmeye Bağlılık İlkesinin Ahde Vefa-Pocta Sunt Servanda Kabul Edilmesi )

• SÖZLEŞME SERBESTİSİ İLKESİ ( Hukukumuzda Sözleşme Serbestisi İlkesinin Kabul Edilmesi )

• İYİNİYET ( Davalının Davasını Altı Yıl Sonra Açmasının İyiniyet Koşullarına Uymaması )

• KÖTÜNİYET ( Davalının Davasını Altı Yıl Sonra Açmasının İyiniyet Koşullarına Uymaması )

743/m.2

818/m.19

ÖZET : Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ilkesi ( Ahde Vefa-Pocta Sunt Servanda ) yanında sözleşme serbestisi ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre kişiler, özel hukuk alanında özel ve tüzel kişilerle olan ilişkilerini, var olan hukuk düzeni içinde kalmak koşuluyla diledikleri gibi düzenlemek, diledikleri konuda diledikleri ile diledikleri tipte sözleşme yapmak hak ve özgürlüğüne sahiptirler.Sözleşmeye bağlılık ilkesi hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden biridir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, edimler arasında mevcut olan denge, şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. Buna göre akit yapıldığı sırada mevcut bulunan şartlar önemli surette değişmişse, artık taraflar sözleşme ile bağlı olmamalıdır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 8.Ticaret Mahkemesince verilen 21.6.2000 tarih ve 2000/269-269 sayılı kararın ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin ortağı bulunduğu SS ....... Konut Yapı Kooperatifi marifetiyle davalı bankadan dövize endeksli konut kredisi kullandığını, Ocak 1994 tarihindeki döviz kurundaki aşırı artış nedeniyle müvekkilinin taksitleri ödeme zorluğu çektiğini ileri sürerek, konut kredi sözleşmesinin değişen hal ve şartlara uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı kredi borçlusunun 18.1.1994 tarihinden itibaren hiçbir ödemede bulunmadığını, temerrüde düşen davacının uyarlama isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, sözleşmenin uyarlanması isteminde bulunabilmesi için dava tarihi itibariyle edimini ifade temerrüde düşmemiş olması gerektiği, uyarlama talep eden borçlu davacının 18.1.1994 tarihinden beri taksitlerini ödemediği ve temerrüde düştüğü gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı taraf, davalı bankadan kullandığı dövize endeksli kredinin geri ödenmesi döneminde döviz kurlarında beklenmedik oranda artış olduğunu, bu yüzden edimler arasındaki dengenin kendisi aleyhine bozulduğunu, sözleşmenin temelinden çöktüğünü iddia etmiş ve sözleşmenin yeni koşullara uyarlanarak borcun Türk Lirası olarak belirlenmesini istemiştir.
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ilkesi ( Ahde Vefa-Pocta Sunt Servanda ) yanında sözleşme serbestisi ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre kişiler, özel hukuk alanında özel ve tüzel kişilerle olan ilişkilerini, var olan hukuk düzeni içinde kalmak koşuluyla diledikleri gibi düzenlemek, diledikleri konuda diledikleri ile diledikleri tipte sözleşme yapmak hak ve özgürlüğüne sahiptirler. Bu olanak, Borçlar Kanununda öngörülen ( sözleşme serbestliği ) ilkesinin bir sonucudur.
Ahde Vefa ilkesine göre ise; sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalı ve hükümlerine riayet olunmalıdır. Sözleşmeye bağlılık ilkesi hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden biridir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, edimler arasında mevcut olan denge, şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. Buna göre akit yapıldığı sırada mevcut bulunan şartlar önemli surette değişmişse, artık taraflar sözleşme ile bağlı olmamalıdır. Bu görüş doktrinde Emprevizyon Teorisi adıyla anılır ( Prof.Dr.Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.Bası İst. 1993 sh:1005 ) .
Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde edimler arasındaki dengenin, olağanüstü değişmeler yüzünden alt üst olması, borcun ifasını güçlendirmesi ve belkide imkansız hale gelmesi durumunda işlem temelinin çökmesi gündeme gelir. Bu gibi hallerde emprevizyon veya Clausula rebus sic stantibus kuramı çerçevesinde kurulmuş olan bir sözleşmede değişikliklerin yapılması için hakimin sözleşmeye müdahalesi istenebilecektir. Somut olaya gelince; davacı, davalı bankadan 1993 yılı içinde dövize endeksli konut kredisi kullanmıştır. İş bu dava ise, 01.05.2000 tarihinde açılmıştır. Döviz kurunda olağanüstü artışın olduğu sürülen Nisan 1994ten sonra dava tarihine kadar yaklaşık altı yıl geçmiştir. Davacının altı yıl önceki olağanüstü koşullardan söz ederek sözleşmenin uyarlanması talebi MK.nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olup, davanın bu gerekçe ile reddedilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün değişik bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.160.0000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12.2.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.