Mesajı Okuyun
Old 19-03-2013, 15:33   #9
Mustafa Öztok

 
Varsayılan

Mahkemelerin görev dağılımına ilişkin çok fazla faydalı olacağını düşündüğümğz bir karar aşağıdadır


YARGITAY
20. Hukuk Dairesi 2009/16968 E.N , 2009/19177 K.N
İlgili Kavramlar
GÖREV
ORMAN KADASTROSU
TAPU İPTAL VE TESCİL
Özet
DAVA KONUSU PARSELİN EYLEMLİ ORMAN OLDUĞU İDDİASI İLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDE AÇILAN TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI, YARGILAMA SIRASINDA ORMAN KADASTROSU YAPILARAK İLANA ÇIKARTILMIŞ OLDUĞUNDAN, AYNI ZAMANDA ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ DAVASINA DA DÖNÜŞMÜŞTÜR. ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ DAVASINA BAKMA GÖREVİ KADASTRO MAHKEMESİNE, BU DAVANIN SONUCUNA GÖRE TAPU İPTALİNE KARAR VERME GÖREVİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE AİTTİR.

BU NEDENLE, ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASINI ELİNDE TUTARAK, ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ DAVASI YÖNÜNDEN GÖREVSİZLİK KARARI VERMESİ VE KADASTRO MAHKEMESİNDE GÖRÜLECEK OLAN BU DAVANIN KESİN SONUCUNA GÖRE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASINI ESASTAN KARARA BAĞLAMASI GEREKİR.
KADASTRO MAHKEMELERİNİN KESİNLEŞEN VE TAPUYA TESCİL EDİLEN TAŞINMAZLARIN TAPU KAYDINI İPTAL ETME GÖREV VE YETKİSİ BULUNMAMAKTADIR.
İçtihat Metni

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ile orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı Hazine, 29.09.2003 günlü Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, A... T... Mahallesi, 125 ada 5 sayılı parselin eylemli orman olduğu iddiası ile tapu kaydının iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiş, Asliye Hukuk Mahkemesince dava konusu yerde 4999 sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu yapıldığı ve davanın orman tah-didine itiraza dönüştüğü gerekçesiyle görevsizlik kararı verilip, dosya Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro Mahkemesince çekişmeli taşınmazın tapusunun 1970 yılında genel arazi kadastrosu sonucu oluştuğu, 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde değişiklik yapan 5841 sayılı Yasa uyarınca davanın hak düşürücü süre yö-nünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edil-miştir.

Dava, tapu îptali-tescil ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılarak 08.06.1990 tarihinde ilan edilip kesinleşen ilk orman kadastrosu ile daha sonra 6831 sayılı Yasa'nın 4999 sayılı Yasa ile değişik 7. maddesi hükmü uyarınca evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlar hakkında yapılan ve 31.08.2005 tarihinde ilan edilen, ancak temyize konu dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.

İncelenen dosya kapsamına göre, Hazine tarafından temyize konu davanın 29.09.2003 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine taşınmazın fiilen eylemli orman olduğundan tapu kaydının iptali istemi ile açıldığı, taşınmazın 1970 yılında genel arazi kadastrosu sonucu tapu kaydının oluşturulduğu, bu davanın devamı sırasında 6831 sayılı Yasa'nın 4999 sayılı Yasa ile değişik 7. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapıldığı ve bu davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraza da dönüştüğü, tapu iptal ve tescil davasının genel mahkemede 6831 sayılı Yasa'nın 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraz davasının da kadastro mahkemesinde görüleceği nazara alınarak Asliye Hukuk Mahkemesince tapu iptali davası tutularak orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken her iki dava hakkında görevsizlik kararı verilerek dosyası kadastro mahkemesine aktarıldığı, kadastro mahkemesince, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden araştırma yapılmadan davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesine göre hak düşürücü süreden reddedildiği anlaşılmaktadır.

İncelenen dosya kapsamına göre 6831 sayılı Orman Yasası'nın 7. maddesindeki "Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tespiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır." hükmü gereğince, davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde 2005 yılında orman kadastrosu yapıldığı görülmektedir. Sözü edilen yasa maddesinde "her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır" hükmü karşısında, daha önce o yerde arazi kadastrosu yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın tüm taşınmazların ormanlarla müşterek sınırının tayini orman kadastro komisyonlarınca yapılması yasa gereğidir. Somut olayda da Orman Yönetimi dava konusu parselin eylemli orman olduğu iddiası ile iptal ve tescil isteğiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmış ve davanın devamı sırasında orman kadastrosu yapılarak ilana çıkartılmış olduğundan, asliye hukuk mahkemesindeki tapu iptal ve tescil davası aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüşmüştür. 6831 sayılı Yasa'nın 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraz davasına bakma görevi kadastro mahkemesine, bu davanın sonucuna göre tapu kaydının iptaline ya da iptal edilmemesine karar verme görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. Kadastro mahkemelerinin kesinleşen ve tapuya tescil edilen taşınmazların tapu kaydını iptal etme ya da etmeme veya on yıllık hak düşürücü süreden dolayı davayı reddetme görev ve yetkisi bulunmamaktadır.
Asliye Hukuk Mahkemesi tapu iptal ve tescil davasını elinde tutarak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı vermesi ve kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılarak orman kadastrosuna itiraz davasının kesin sonucunu beklemesi, ondan sonra tapu iptal ve tescil davasını esastan karara bağlaması gerekirken, her iki dava yönünden görevsizlik kararı vermiştir.

O halde, kadastro mahkemesince yapılacak iş; orman kadastrosuna itiraz davası yönünden davanın esasına girilerek taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını yöntemine göre araştırmak ve toplanacak delillerin sonucuna göre orman kadastrosu davasını esas yönünden karara bağlamak,
tapu iptal ve tescil davası yönünden de davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan görevsizliğe karar vermekten ibarettir.

Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında doğrudan doğruya re'sen gözetilmesi gerekir.
Değinilen yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 21.12.2009 günü oybirliği ile karar verildi.