Mesajı Okuyun
Old 09-05-2017, 17:18   #50
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Ödeme taahhüdü ve Taahhüdü ihlal suçu nedenine bağlı şikayetlerde maalesef fazla şekilci davranıldığını düşünmekteyim.. Bir türlü netlik kazanmamış,farklı gerekçeler ile ret edilen davalar nedeni ile pes etme noktasındayız.. Taahhüdün İİK.111.maddesi kapsamında taksit sözleşmesi olarak değerlendirilmesi,icra müdürlüklerinin alınan taahhütlerde taraf olarak kabul edilmemesi,sadece onaylayan mercii olarak görülmesi, harç miktarı da dahil borcun eksiksiz gösterilmesi zorunluluğu, eksik gösterilen kısım için feragat edilmesi gerekliliği, asgari ücret altında toplam borç değil de taksit miktarı belirlenmesi halinde dahi suçun oluşmadığına hükmedilmesi yanında son zamanlarda '' haciz baskısı altında'' taahhüt verildiği gerekçelerine de rastlamaktayız.... Oysaki takip borçlusu '' haciz baskısı altına olan, olması da gerekli kişi'' dir. Borcun muhatabı borçlu olan kişidir. Haciz de Devletin icrai yetkisi ile yapılmaktadır.. Bu gerçeğin yok sayılması ve haciz baskını teriminin üçüncü kişi-istihkak vs. yönlerinden değil de borçlu açısından da değerlendirmeye konu edilmesi kanımca yanlıştır. Aile konutu ortamında haciz yapılması-taahhüt alınması sorunu da borcun ödenmesi konusunda bir yaptırım olmaması ve borçlunun keyfiliğine bırakılması anlamına gelecektir..