Mesajı Okuyun
Old 29-01-2015, 14:42   #12
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Y13HD
Esas : 2013/12153
Karar : 2013/14690
Tarih : 23.10.2013
İŞTİRAK NAFAKASININ ARTTIRILMASI TALEBİ
YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI
İŞTİRAK NAFAKASI ( Çocuk Yararına Takdir Edilen İştirak Nafakası )


Mahkemece davalı-karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk yararına takdir edilen 150,00 TL iştirak nafakasının 80,00 TL artırılarak aylık 230,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. jwt
TMK.4, 182
DAVA VE KARAR:
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesi ile; davalının boşanma sonrası hemşire olarak çalışmaya başladığını, bu nedenle davalı tarafa her ay ödenen 200 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde boşanma kararı ile birlikte müvekkili için aylık 200 TL, müşterek çocuk için aylık 150 TL nafaka takdir edildiğini, karardan sonra Eren`in büyüdüğünü, başta eğitim harcamaları nedeni ile masraflarının arttığını, müşterek çocuk Eren için ödenen aylık 150 TL nafakanın Eren`in masrafları için yeterli olmadığını, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin açmış olduğu davayı kabul ettiklerini, müşterek çocuk için ödenmekte olan aylık 150 TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 550 TL olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece davalı-karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk yararına takdir edilen 150,00 TL iştirak nafakasının 80,00 TL artırılarak aylık 230,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karşı dava iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Davalı-karşı davacının temyiz itirazlarının değerlendirilmesine gelince;

TMK.`nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.

Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.

Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.

Somut olayda; tarafların 08.06.2010 tarihli karar ile boşandığı, 1997 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, karar ile müşterek çocuk lehine 150,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verildiği, davacı-karşı davalının Başçavuş olduğu, aylık gelirinin 2.967,89 TL olduğu, davalı-karşı davacının hemşire olduğu, aylık gelirinin 1.410,81 TL maaş ve 641,83 TL ek ödeme olduğu tespit edilmiştir.

Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.

Ayrıca davacının dava tarihinden itibaren faiz talebi bulunmasına rağmen, mahkemece faiz hakkında hüküm kurulmamış olması da hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, oy birliğiyle karar verildi.