Mesajı Okuyun
Old 09-01-2004, 15:59   #4
n.okyay

 
Varsayılan

Sayın Emin Güneş

Aynı zamanda bir kamu avukatı olarak sorularınızı yanıtlamak isterim. Öncelikle belirtmek isterim ki özel avukatlık yapan arkadaşlarımızdan farklı olarak müvekkilce verilen hukuki işleri yapmayı reddetme gibi bir seçeneğimiz bulunmamaktadır. Devlet Memurları Kanununda madde 11 de yer alan hukuka aykırı durumlarda yetkili amirden verilen emri yazılı olarak tekrarlaması istenebilecek; yazılı olarak emir/talimatın (bu talimat dava açmak ya da açılmış olan bir davanın takibi vs... hukuki işlemler olabilir) tekrarlanması halinde kamu vekili hukuka aykırı da olsa verilen talimatı yerine getirmek zorunda kalacak ve bundan doğan yasal sorumluluk ise emri veren amire ait olacaktır.

Yazınız metninden olayın içeriği tam anlaşılamamakla birlikte idarenin eylem ve işleminden çıkarları zedelenen her kez gibi kurum avukatı da kendi haklarını korumak adına yargısal yollardan savunabilir. Kurumun hukuksal anlamda temsilcisi olması onun bu girişimine elbette engel değildir. Olmamalıdır da. Kurumun vekiline karşı yapmış olduğu münferit bir hukuka aykırılığı genele yaymanın ve mazlum ve zalim ilişkisi içerisinde değerlendirmenin yanlış olduğu kanısındayım. Kurum temsilcisi hukuka aykırı gördüğü durumlarda kendi çıkarlarını savunabilecek ve kurumunu dava edebilecektir. Bu hak arayışı kurumu temsil etmesine devam etmesine engel teşkil etmez.

Kuruma karşı dava açmasının onun bir disiplin soruşturmasına muhatap tutulmasının gerekçesi olamaz düşüncesindeyim. Sonuçta o da sade bir vatandaş gibi hak arama ve bu arayışını yargısal boyuta taşıma hakkını ve özgürlüğünü kullanmıştır. Kurum vekilinin açmış olduğu davada kesinleşen yargı kararı sonrası avukatın haksız olabileceği ve davanın red olunması ihtimali de unutulmamalıdır. Tekrar belirtmek isterim ki kurum vekili çıkarları zedelendiği noktada kurumunu dava edebilir ve kurum tarafından savunması istenilen diğer konularda kurumun haksız olduğu düşüncesinde ise yukarıda bahsettiğim yazılı emir yolunu işletmelidir.

Gelelim kurumun avukatı azletmesi ihtimaline. Bu durum da elbette kurum haksız olacaktır. Sırf hakkını aradı ve kuruma karşı dava açtı diye avukatın görevine son verilmesi düşünülemez. Avukatlık mesleği bir kariyer mesleği olduğundan avukatın azledilerek memurluğuna devam ettirilmesi de söz konusu olamaz. Devlet memurluğundan çıkarılması ise ancak Devlet Memurları Kanunu m: 125 de sayılan fiillerde söz konusu olabileceğinden idarenin vekilini kendisine karşı dava açtı diye disiplin soruşturması düzenleyerek memurluk görevinden çıkarması açık bir hukuka aykırılık olacaktır. Ancak kurum vekili açmış olduğu davayı kaybederse bu durumda uyarma cezası alabileceği (usulsüz müracaat ve şikayette bulunmak nedeniyle DMK m: 128 A (d) kanaatindeyim.

Tüm bunlar sorgulanmaksızın işin ahlaki boyutlarını tartışmanın doğru olmayacağını belirtmek isterim.

Av. Nigar Okyay