Mesajı Okuyun
Old 26-07-2009, 11:21   #1
avukatneşe

 
Acil 4753 Sayılı Kanun,MK 713/2;mülkiyet hakkının özünün ihlali.....

Herkese merhaba,umarım davalarınız güzel gidiyordur)))Benim davam ise biraz karamsarlık yaratan mecrada.1956 yılında büyükbabama 4753 Sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu hükümlerine göre iskanen verilen taşınmazlardan veriliyor.Bu kanuna göre taşınmazı sadece kendiniz ve aileniz kullanacak,vergilerini ve Ziraat Bankası'na olan borcunuzu ödeyeceksiniz ve 25 yıl satamayacaksınız.Büyükbaba 1960 da köyden ayrılıp başka bir şehre göçüyor,giderken de tarlaları bakıp gözetmesi için birine bırakıyor.O 4-5 sene kullanıyor ama büyükbabaya icar ödemiyor,büyükababa da kızıp tarlaları başkasına bakıp gözetsin diye bırakıyor.Bu arada 1966'da kadastro geçiyor ve tutanakların birinde büyükbabanın adresi olarak göçettiği ilin adı da yazılıyor.Sonra büyükbaba 1969'da geliyor ve tapuyu alıyor kendi adına.Aynı yıl tarlaları kullanan adamın annesine bir vekalet veriyor;taşınmazlarını dilediği bedelle satabilsin diye.....Büyükbaba 1985'e kadar yaşıyor;bu arada bu adam büyükbabanın yanına her yıl geliyor,evinde kalıyor,görüşüyorlar.Mirasçıları olan bizler farklı şehrlerde oturmamız,aramızdaki ihtilaflar sebebiyle büyükbabanın tarlalarından habersiz yaşıyoruz;tarlaların varlığı rivayet ediliyor ama bir kısım mirasçıların büyükbabanın ölümünden sonra adamın yanına gitmeleri ve adamın da onları tarlaları hazine geri aldı diye yanıltması sebebiyle tarlalar elden gitmiş diye biliniyor kimse araştırmıyor.Sonra 2008 de anneanneyi kaybediyoruz ve ne kaybederiz gidip bulalım diyoruz;buluyoruz da yerler büyükbaba üzerinde ve 4753 Sayılı Kanun uyarınca takyit şerhi de üzerlerinde.Bunları hemen mirasçılar üzerine intikal ettiriyoruz adamı bulup 50 yıldır kullandığın yeter çık tarlamızdan diyoruz tabii şifahen.Adam kem küm ben almıştım,rahmetli bana satmıştı diyor,çıkar satış senedini diyoruz,sadece vekaletnameyi çıkarıyor,sözde annesi felç olmuş o yüzden kullanamamışlar sonra da büyükbaba öldüğü için birşey yapamamış biz de geç kalmışız.Neyse adam intikali öğrendiği halde dava açmıyor,sonra mirasçılar içlerinden birine hisselerini devrediyor bedelini alarak,yine köye gidip yine çık diyoruz,ecrimisil isteyince adam bize tapu iptal davası açıyor;keşke istemeseydik)))Dayanılan sebep;harici satış sebebiyle zilyetlik ve MK 713/2 uyarınca kazandırıcı zamanaşımı sebebiyle zilyetlik.Dava çok zor çünkü köyden kimseyi tanımıyoruz.Adam büyükbabaya doğru dürüst birşey ödememiş;kullanması karşılığında ödediği vergi,taksit borcu da çok cüzi şeyler bu konuda vicdanımız rahat çünkü satış yok.Ama 1985 yılından sonraki 2008 yılındaki intikale kadarki zilyetliği demoklesin kılıcı gibi tepemizde;zilyetliğin başlangıcındaki irade kanuna karşı hile(4753 sayılı kanun uyarınca bu taşınmazlar satılamıyor 25 yıl boyunca)yani kanunen satışı mümkün olmayan bir yerin satınalınması zilyede malik sıfatı kazandırmaz diye düşünüyorum,1985 yılına kadar da zilyetlikle kazanım zamanaşımı işlemez çünkü malik sağ.Bu zilyetliğin başlangıçtaki malik sıfatıyla olmaması ölümden sonraki zilyetliği de sakat hale getirir mi?Bundan yararlanabilir miyim?Çünkü adamın açtığı bir dava yok;biz intikal yaptırıp içimizden birine devredinceye kadar çünkü 4753 sayılı kanundan korkmuş hiç sesini çıkarmamış yıllarca,büyükbabanın öldüğünü öğrenince de dönmüş arkasını gitmiş,kötünyetli ama bu önemli değil.Bence MK 713/2 Anayasaya aykırı;tapuda murisiniz adına kayıtlı bir yeri herbiriniz başka bir yerde yaşıyorsanız ve biraraya gelemiyorsanız diyelim ki Amerikada yaşıyorsanız 20 yıl içinde intikal yaptırmazsanız kaybetmeniz Anayasanın mülkiyet hakkını koruyan hükümlerine aykırı değil mi?Bir hırsız gelse siz başka bir yerdeyken evinize girse,siz de o arada bir kazada ölseniz ve çocuğunuz vs olmasa mirasçınız bulunmasa yani sizi kimse aramasa o hırsızın 20 yıl kullandım diye malik olması adalete ve hakkaniyete uygun mu?Bu arada adam tarlaları kardeşlerine paylaştırmış,kendisi annesinden kalan tarlaları almış bizim tarlaları kardeşlerine vermiş(sorun çıkarsa kardeşleri uğrasşın dedi herhalde),hatta biri ev bile yapmış,davada bu parsel için kardeşime kiraladım deyip adi yazılı kira sözleşmesi sundu;
1998 de 20 yıllığına kiralamış sözde 3 ton buğdayına)))Araştırdım 4753 Sayılı Kanun 1973 de kalkmış,onun yerine gelen kanunu da Anayasa Mah.1978 de iptal etmiş başka kanun çıkmamış ama tapu daireleri de bu 25 yıllık tahdidi kaldırmıyormuş;25 yıl dolmadan ve borcun ödendiğine dair yazı gelmeden.Şimdi;
1-Bu tahdit Ziraat Bankasının ipoteği koyduğu 1956 yılından mı başlar yoksa büyükabamın tapuyu aldığı 1969 yılından mı?
2-MK.713/2 nin altında özel kanun hükümleri saklıdır diyor;bu özel hükümler arasına kalkmış dahi olsa 4753 Sayılı Kanun da girer mi?Yani MK 713/2 nin zilyetlikle kazanıma ilişkin hükmünün istisnası 4753 Sayılı Kanun'un 57 ve 58.madde hükümleri olur mu?Çünkü uygulamada 25 yıl boyunca kaldırılmamış bu şerhler.
3-Tahditin kalkması gerektiği tarih nedir?Zilyetlik tahditin kalktığı tarihten sonra işler mi?
4-Sizce bu davada bizim için doğru savunma nedir?
Karamsar baktığım bu davada meslekdaşlarımdan gelecek her bilgi benim için çok değerli,şimdiden teşekkürler,saygılar....