Mesajı Okuyun
Old 17-05-2007, 16:29   #36
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Toplumsal ve ekonomik yaşam,sosyal ve kültürel düzey, görünüm ve yönelişe bağlı olarak ceza hukuku ve yargılaması ve özellikle hırsızlık,gasp,dolandırıcılk gibi toplumsal yaşama alanlarımıza en çok hakim olan (ticaret,alım-satım,kira,v.b.genel ve olağan hukuki ilişkilerin yerini alan ve giderek artan suç alanları ile ilgili davalar nedeniyle son 10 yıldır en çok gözüme çarpan Cezaya ilişkin uygulama örneklerinden :

1- Özellikle Hırsızlık suçlarında,gözcülük yapan kişinin ikiden fazla kimselerin suç işlemesi halinde üst sınırdan ceza alacağına dair hükme esas olmak üzere,üç kişinin hesabında üçüncü kişi olarak kabul edilmesi için istikrar kazanan Yargıtay Görüşüne göre,keşif yapılarak,gözcünün olay yerini görecek bir yerde bulunması halinde 3 kişinin hesabına dahil edilmesi,olay yerinden uzakta ve olay yerini göremeyecek bir yerde bulunduğunun anlaşılması halinde ise 3 kişinin hesabına dahil edilemeyeceği ve fer"i fail olarak cezalandırılacağı,diğer iki failin ise bu durumda 3 kişi ile suç işlemiş sayılamayacakları,ferden ceza tayini gerekeceği ;
2- Pasaport kontrolünde pasaportun sahteliğinin polis tarafından farkedilmiş olması halinde pasaportun iğfal kabiliyetinin bulunmadığının eylemli olarak ortaya çıkmış olmasına göre fail hakkında beraat kararı verilmesi gerekeceği ;
3- Sahte nüfus cüzdanı v.b. resmi belgelerde ve genel olarak sahtecilik suçlarında belgenin aldatma gücü (iğfal kabiliyetinin ) bulunmaması,özellikle kontrollerde veya işlem sırasında memurlarca sahteliğin anlaşılmış olması durumunda iğfal kabiliyetinin bulunmadığı ortaya çıkan sahte belgelerden dolayı sahtecilikten ceza verilemeyeceği;
- Çeklerden ötürü dolandırılık tahkikatı ve yargılaması da yapılıyorsa,doğmuş borç için sonradan verilen çeklerle ilgili olarak ayrıca dolandırıcılık suçunun oluşamayacağı,doğmuş borç için daha sonra çek verme suçunun yalnızca karşılıksız çek vermek olabileceği,dolandırıcılık iddiasının ve eyleminin sözkonusu olamayacağı,ancak alışverişin çeke duyulan ve failce duyurulan güven neticesinde gerçekleşmiş olması ve alışveriş sırasında borç doğuran işlemin çeke dayalı güven neticesi ve aynı anda çek verilmesi halinde karşılıksız çek ve ayrıca dolandırıcılık suçunun sözkonusu edilebileceği ;unsurları oluşmadığından karşılıksız çek vermekten ceza verilememesi halinde dolandırıcılık suçunun unsurlarının yine,doğmuş borçtan sonra /doğmakta olan borç sırasında verilmesi zamanına göre araştırılacağı ;
4- Asıl amacı kimliğini gizlemek olan sanığın,sahte nüfus cüzdanı,sahte ehliyet,sahte pasaport yaptırıp taşıması halinde ; her biri için ayrı ayrı ceza verilemeyeceği,tek kasıt(kimliğini gizleme kastı) altında birden çok suç işleme hali nedeniyle en ağır cezayı gerektiren eylemden ötürü ve eski TCK m. 80 ile artırım yapılarak ceza verilmekle yetinilmesi gerektiği ;
5- Sahte çekin bankaya ibrazı sırasında sahteliğinin farkedilerek ödenmemesi halinde sahtecilik suçundan beraat,dolandırıcılığa eksik teşebbüs suçundan ceza verilmesi gerektiği ;
6- Birlikte çalışan karı-koca,kardeş,ticari temsilci ve vekillerin resmi vekaletname olmasa bile,önceden mevcut rıza,yazılı izin var ise adi yazılı yetki ile de birbirlerinin yerine çek,bono,v.s. kıymetli evrat imzalamaları halinde sahtecilik suçunun manevi ögesinin oluşmayacağı ve beraat kararı verilmesi gerekeceği ;
6- Piyasaya sahte para sürme suçunun mahiyeti gereği temadi eden suçlardan bulunduğu ve bu nedenle birden çok kişiye sahte para vermenin tek eylem ve temadi kavramı içinde tek suç teşkil edeceği,sahte para verilen her mağdur adedince değil,tüm mağdurlar piyasa kavramını oluşturmakla tek ceza verilmesi gerektiği ve eski TCK m. 80 ile artırım yapılmasının dahi mümkün bulunmadığına dair,hatırladıkça yenilerini eklemek üzere birkaç örnekle başlıyorum,ancak ne yazık ki,tamamı içtihat dosyamda mevcut ve savunmalarda kullandığım,ancak ortama teknik bilgisizliğim nedeniyle aktaramadığım bu içtihatları ileride öğrendiğimde forum ortamına aktarmak isteğimi tekrar ediyorum.