Mesajı Okuyun
Old 14-03-2007, 10:18   #4
hidayet

 
Varsayılan

Sy.Ayşe aşağıdaki karar özellikle usulüne uygun mal beyanından ne anlaşılması gerektiğini gösteriyor.Uygulamada borçlularca verilen mal beyanlarının genelde usulüne uygun olduğunu söylemek çok zor.Sizin bahsettiğiniz tarzdaki bir beyan ise tek başına kanunun aradığı şartları ihtiva etmeye yetmez.


T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2005/17-109
K. 2005/105
T. 27.9.2005
• GERÇEĞE AYKIRI MAL BEYANINDA BULUNMA ( Bildirimin Bizzat Borçlu Tarafından ve Gerçeğe Aykırı Olduğu Bilinerek Yapılması ve Mal Beyanın Usule Uygun Olması Gereği )
• USULE UYGUN MAL BEYANINDA BULUNMAMA ( Halinde Gerçeğe Aykırı Mal Beyanında Bulunma Suçunun Oluşmadığı )
• MAL BEYANININ USULE UYGUN OLMASI ( Bunun İçin Çeşit Mahiyet ve Vasıflarını da Göstermek Suretiyle Borca Yetecek Miktarda Mal ve Hak Belirtilmiş Olması Gereği - Ayrıca Mal Beyanı Dilekçesinde Borcun Ne Surette Ödeneceği de Belirtilmesi Gereği )
• MAL BEYANI DİLEKÇESİ ( Borcun Ne Surette Ödeneceği de Belirtilmesi Gereği/Borçlu Taşınmazını Beyan Etmiş ise de Değerini Belirtmediğinden Usule Uygun Olmadığı - Gerçeğe Aykırı Mal Beyanından Ceza Verilemeyeceği )
2004/m. 74, 337, 338
ÖZET : Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma, borçlunun başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisine aitmiş gibi göstermesi veya kendisine ait mal, alacak ve hakları gizlemesidir. Anılan suçun oluşabilmesi için bildirimin bizzat borçlu tarafından ve gerçeğe aykırı olduğu bilinerek yapılması ve mal beyanın usule uygun olması gerekir. Mal beyanının usule uygun olması için de çeşit, mahiyet ve vasıflarını da göstermek suretiyle borca yetecek miktarda mal ve hak belirtilmiş olmalıdır. Her türlü kazanç ve gelirler ile yaşayış tarzına göre geçim kaynakları gösterilmelidir. Öte yandan mal beyanı dilekçesinde borcun ne surette ödeneceği de belirtilmelidir. Somut olayda borçlu taşınmazını beyan etmiş ise de değerini belirtmemiştir. Dolayısıyla beyan edilen malın borca yetecek miktarda olup olmadığı belli değildir. Mal beyanı dilekçesi diğer koşulları da taşımadığından usule uygun değildir. Bu duruma rağmen gerçeğe aykırı mal beyanından ceza verilmesi hatalıdır.

DAVA : Sanık A'nın gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak suçundan İİY'nın 338. maddesi uyarınca 1 ay hafif hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Ankara 9. İcra Ceza Mahkemesi'nden verilen 23.09.2003 gün ve 1411-2315 sayılı hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nce 15.07.2004 gün ve 3815-9016 sayı ile;

( ... 1- 163 örnek ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde verdiği 27.05.2003 günlü mal beyanı dilekçesinde "menkullerini ve geçim kaynağını" bildiren borçlu-sanığın bu beyanının gayrimenkul malı bulunup bulunmadığı açıklamasını içermemesi nedeniyle İİK'nun 74. maddesine uygun ve geçerli bir mal beyanı olmadığı, bu nedenle atılı gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,

2- Kabule göre de; hükmün esasını oluşturan kısa kararda hükmolunmadığı halde gerekçeli kararda sanığa yargılama gideri ile vekalet ücreti yükletildiğinin gösterilmesi... ) isabetsizliğinden bozulmuştur.

Yerel mahkeme 05.10.2004 gün ve 1141-1654 sayı ile;

( ... Sanığın dilekçesinde menkul mallarını bildirip geçimini nasıl sağladığını ve borcunu nasıl ödeyeceğini beyan etmesi nedeniyle, mal beyanı dilekçesinin İİK'nun 74. maddesinde öngörülen koşulları içerdiği, sanığın sahibi olduğu taşınmazı beyan etmemesi karşısında atılı suçun oluştuğu... ) gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de süresi içinde sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Sanık A'nın gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak suçundan İİY'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda özel daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığa yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir.

İnceleme konusu olayda;

Borçlu-sanık hakkında 19.626.500.000.- Lira alacağın faiz ve masrafları ile birlikte haciz yoluyla tahsili istemi ile şikayetçi tarafından başlatılan takip sırasında borçlu-sanığın süresi içinde 27.05.2003 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğüne başvurarak; " ... Sokak 8/3 K. Esat-Ankara adresinde televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve muhtelif ev eşyalarını bulunmaktadır. Geçimimi serbest çalışarak sağlamaktayım, borcu ilk gelirimden defaten ödeyeceğim" demek suretiyle beyanda bulunduğu, ancak Çankaya Tapu Sicili 5693-6 ada ve parselde adına kayıtlı bulunan taşınmazı bildirmeyerek, mal beyanından iki gün sonra 29.05.2003 tarih ve 4757 yevmiye sayılı işlemle üçüncü kişiye sattığı anlaşılmaktadır.

Haciz yoluyla cebri İcra takibine uğrayan borçluların bir kısım eylemleri İcra ve İflas Yasası'nın çeşitli maddelerinde yaptırımı gerektiren ihlaller olarak düzenlenmiştir. Bu cümleden olarak, borçlunun mal beyanında bulunma yükümlülüğüne uymaması yasanın 337. maddesinde, istenen beyanı gerçeğe aykırı surette yapması 338. maddesinde, beyandan sonra mal ve kazancındaki artışı bildirmemesi 339. maddesinde ve malvarlığı mevcudunu alacaklıyı zarara sokmak maksadıyla azaltması ise 331. maddesinde yaptırıma bağlanmıştır.

Gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçunu düzenleyen 338. maddede ise; "Bu kanuna göre istenen beyanı hakikate muhalif surette yapan kimse, alacaklının şikayeti üzerine tetkik mercii tarafından cezalandırılır" hükmüne yer verilmiştir.

Görüldüğü üzere bu hükümle, İİY'nın 74'üncü maddesine göre İcra dairesine bildirilmesi gerekli beyanın gerçeğe aykırı surette yapılmış olması bağımsız suç olarak düzenlenmiştir. Koruduğu hukuki yarar "kamu güveni" olan bu suç, yasadan kaynaklanan bir yükümlülüğün yasadaki koşullara uygun, ancak gerçeğe aykırı biçimde yerine getirilmesi suretiyle işlenmekte ve suç tipinde kusur sorumluluğuna dayanılmaktadır. Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma ise, borçlunun "başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisine aitmiş gibi göstermesi" veya "kendisine ait mal, alacak ve haklan" gizlemesidir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, bildirimin bizzat borçlu tarafından ve gerçeğe aykırı olduğu bilinerek yapılması ve aynı zamanda bu bildirimin İİY'nın 74' üncü maddesinde gösterilen hususları da içermesi gerekir.

Anılan maddede ise mal beyanının içeriği; " ... borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nev'ini, mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen İcra dairesine bildirmesi" olarak açıklanmıştır.

Madde metninden de anlaşıldığı üzere, içeriği itibariyle yasaya uygun bir bildirimden sözedilebilmesi için, borçlunun bu beyanında;

a ) Çeşit, mahiyet ve vasıflarını da göstermek suretiyle, borcuna yetecek miktardaki mal, alacak ve haklarını,

b ) Her türlü kazanç ve gelirlerini,c ) Yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını,

d ) Borcunu ne surette ödeyebileceğini, bildirmiş olması gerekir.

Somut olayda, sanığın süresi içinde gerçekleştirdiği mal beyanında sahibi olduğu taşınmazını bildirmemesi bir vakıa ise de, bildirimine konu olan taşınmaz malların açık değerinin ve değerler toplamının gösterilmemesi ve bu itibarla beyanına konu malların borcuna yetecek miktarda olmadığı keyfiyetinin açıklık kazanmaması nedeniyle, bildirimin sair ayrıntıları da içermemesi karşısında İİY'nın 338. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun unsurları itibariyle oluştuğundan söz edilemeyecektir.

Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan iki kurul üyesi ise; yerel mahkeme kararında gösterilen gerekçenin haklı nedenlere dayandığını ileri sürerek direnme hükmünün onanması gerektiği yolunda karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yerel mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

2- Dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 27.09.2005 günü oyçokluğu ile karar verildi.

Kazancı Yay.'dan alınmıştır.