Mesajı Okuyun
Old 09-01-2007, 00:03   #2
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Evet, sokağa çıkardık.

Evet, eve akşam babamız işten dönünce girerdik.

Hava karardığında babamın gelişini uzaktan devriye edasıyla tetikte izleyen annem çağırırdı beni, "Şehper, çabuk eve gel, baban geliyor!"

Yetmedi masa örtülerini çekiştirip sarkıtır, altına girer ev yapardık. Bilyelerimiz vardı, sakızlardan çıkan futbolcu kartlarımız, aktör-aktrist kartlarımız vardı. Feri Cansel kartı çıktığında tuhafıma giderdi. Kim olduğunu sorduğumda babam sadece gülerdi. Tozun toprağın içinde oynardık. Yağmur yağınca sek sek oynamak neden daha güzel gelirdi, ıslanan topraktaki yağmurun kokusundan mı, limon çiçeklerinin rayihasından mı, bilemezdik.

Bilyeyle düşürüp, yenip yenildiğimiz, yenişemediğimiz sokak oyunlarında, galibiyeti kabaran kağıt destesinde ararken ilk suçlarımızı işledik. Sümüklü bir oğlana annemin evden yürüttüğüm cep fotoramanını verdim gizlice, o da bana 30 eski ve pis sakız kartı verdi, ödeştik.

İlk çocuktum ben. Benden sonraki ikiden şanslıydım. Her ay bir ayakkabı alınırdı bana. Onları başucuma koyar uyurdum. Ama elbisede bunca şanslı değildim. Bayramdaaan bayrama. İlk kardeşimle birlikte ayakkabılar da azaldı. Bilmem neden ayakkabımı ihmal etmedi babam hiç, belki onun da geçmişinden bir yarası vardı.

2,5 liraydı harçlığım okula başladığımda. Horoz şekeri alırdım, daha neler alırdım ama, horoz şekeri kalmış aklımda, bir de emzikli şekerler.

Evet, plastik beslenme çantalarımız vardı.

Evet, muz yasaklıydı. Kaynamış yumurtanın beslenme saatini beklerkenki kokusu, aklımızı başımızdan alırdı.

Dizlerimiz paramparçaydı. Koşmayı da, düşmeyi de biliyorduk. Yorulmayı, sahiden acıkmayı. Üşümeyi ve yanan sobaların yanına kıvrılmayı.

Ya yılbaşıları? Yalnızca o gece içli pilav, hindi pişerdi. Rus salatası denen , bugün her yemeğe meze olan salatayı annem sadece o gece ve kendisi yapardı. Tadı bambaşkaydı. Saatlerce masanın başından kalkılmazdı. Herkes "sahiden" mutluydu. Aile ne demek, biliniyordu.

Annemin okul çıkışlarımda evde olmasının nasıl bir mutluluk kaynağı olduğunu bugün daha iyi anlıyorum. Önce anneanne, sonra kreş, sonra okulda büyüyen kızımın anneannesinin yemeklerini neden daha çok sevdiğini, en iyi ben biliyorum...

Evet, belki de sadece çocuklar o yılların tadını çıkardı, sadece çocuklar mutlu ve umarsızdı ve sadece çocuklarda hatırlanası güzellikler bıraktı.

Umarım dünün ve bugünün karması 30'lar, bir sonraki 30'larca güzellik ve mutluluk duygularıyla anımsanırlar.

Dilerim...