Mesajı Okuyun
Old 18-05-2010, 12:58   #12
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Yaptığım bir takım tespitler dâhilinde 8.Hukuk Dairesi’nin kararının TMK ya uygun düşmediği kanaatindeyim. Şöyle ki;

1- TMK 178.maddedeki 1 yıllık zamanaşımı, boşanmanın ferileri üzerinden mevzu bahis olmaktadır. Oysa Mal paylaşımı boşanma davası ile direk ilintili değildir.

2- TMK 174/1 maddedeki “maddi tazminat” talebinden maksat, evlilikten beklenen “menfaati haleldar olmak” şeklinde algılamadan çıkan bir maddi zarardır ve bunun boşanma ile direk ilgisinin olduğu ve daha az kusurlu eşin talep hakkı olduğu bir konudur. Oysa mal rejimi, boşanmada kusur olsa da olmasa da eşlerin evlilik süresince kanunun uygun bulmadığı alacak borç ilişkisinin su yüzüne çıkması konusu içermektedir. Bu bağlamda tarafların alacak ve borçları, normal kişiler arasındaki siteme tabi olmalıdır. O da BK 125.maddedir. bu anlamda maddi tazminat’ın 1 yıllık süreye tabi olmasının mal rejimi alacakları bakımından da TMK 178 e tabi tutulması imkansız ve anlamsızdır.

3- TMK nın “Aile Hukuk” bölümünün 1.kısmının 1.bölümünde yer alan Boşanma ve feri konularına 178.madde ortak madde olarak değerlendirilmiş ve belirtilmiştir. Oysa 4.bölümde yer alan Mal rejimi konusu, ayrı olarak ele alınmıştır. Bu da konuları farklı irdelenmesi gerektiğini göstermektedir.

4- Boşanmanın feri niteliğindeki taleple, ancak boşanma konusunun gündeme gelmesiyle su yüzüne çıkmaktadır. Tedbir niteliğindeki durumlar hariç. Ancak mal rejimi konusu boşanma haricinde evliliğin iptali, ölüm vs. gibi hallerde de konu olabilir. Bu haliyle 178.maddeye tabi olamaz.

5- Kaldı ki mal rejiminde paylaşım, mirasçıları da ilgilendirmektedir. Bu haliyle de zamanaşımını 1 yıl tutmak, haksızlığa yol açacaktır.

6- Mal kaçırma yâda gizleme yollarının sıkça başvurulan yollar olduğunu düşünecek olursak, yine 1 yıllık zamanaşımı, hakkın kötüye kullanımını tetikleyici niteliktedir.

Y.2.Hukuk Dairesi 2007 yılında oy çokluğu ile verdiği kararında süreyi 10 yıl olarak göstermişti. Y.8.Hukuk Dairesinin kararı, anlatımların dâhilinde sıkıntıya yol açacaktır. En azından “boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 YIL ve her halde 10 YILLIK” süreye tabi tutulmalıdır.

Yerel mahkeme, bu konuda direnmesini arzu ederim. (cesaretli hakim ise)
HGK nın son noktayı koyaması ve bu tartışmaların bitmesi açısından önemli bir durumdur.

Saygılarımla...,