Mesajı Okuyun
Old 24-02-2007, 20:24   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Sayın Almıla,

İdari işlemin denetimi niteliğinde olan idari para cezasına itirazın incelenmesinde, adli yargı mercilerinin yasayla görevlendirilmiş olması; yapılan işleme adli bir işlem niteliği vermemektedir.
İdari para cezalarının denetlenmesinde adli yargı mercii olan Sulh Ceza Yargıcının denetimi, yalnızca, idari işlemin yasaya uygun yapılıp yapılmadığı ile sınırlıdır.

İdari para cezasının alt ve üst sınırının kanunda gösterildiği kabahatler dolayısıyla verilmiş idari para cezasına karşı başvuruda bulunulması halinde, mahkemenin idari para cezasının miktarında değişiklik yaparak da başvurunun kabulüne karar verebilmesi (5326, m.28 -9-Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.35) kanımca yine de yukarıda saptanan sınırlama içindedir.

İdari bir işlemin denetlenmesinin de idari nitelikte olması gerektiği düşüncesiyle, bu tür bir işlemin adli yargıya ilişkin olağan veya olağanüstü yasa yolu denetimine tabi tutulup tutulması da tartışma götürür.

İdari para cezasına yönelik itirazların Sulh Ceza Yargıcı tarafından incelenmesi sonucunda verilen ve (parasal sınır nedeniyle) kesin olan kararlar hakkında, olağanüstü bir yasa yolu olan KANUN YARARINA BOZMA (CMK.m.309,310) yolu da (yine) tartışılmalıdır.

Anibal’in deyişiyle “ya kendimize bir yol bulmalı, ya da bir yol açmalıyız”.

Kolay gelsin