Mesajı Okuyun
Old 22-05-2009, 15:05   #2
avukathavva

 
Varsayılan

Sayın Alagöz sizin bahsettiğiniz kişi sınırlı ehliyetsiz olduğu için ancak yasal temsilcilerinin onayı ile kira sözleşmesi yapabilirler. Yasal temsilcinin onayı yok ise sözleşme geçersizdir, çünkü borç yükleyen bir sözleşmedir.

Bu çıktı Dominant Mevzuat ve İçtihat programından alınmıştır.

YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 18.03.1999
Esas No : 1999/724
Karar No : 1999/1789


743 - TÜRK KANUNU MEDENİSİ 13 / 16 / 264
6762 - TÜRK TİCARET KANUNU (TTK) 582

ÖZET
AKİT İLE BORÇLANMAYA EHİL OLAN KİMSE; POLİÇE, ÇEK VE BONO İLE BORÇLANMAYA DA EHİLDİR. MÜMEYYİZ KÜÇÜKLER, KANUNİ MÜMESSİLLERİNİN İZNİ VEYA ONAYLARI ALTINDA BİZZAT KENDİ TASARRUFLARIYLA BORÇLANMAYA EHİLDİRLER.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : TTK-582. maddesi hükmüne göre akit ile borçlanmaya ehil olan kimse poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir. Türk Ticaret Kanununun ayrılmaz bir cüzü olan Türk Medeni Kanununun 13. maddesine göre yaşının küçüklüğü sebebiyle yahut akıl hastalığı veya akıl zayıflığı veya sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle makul surette hakaret iktidarından mahrum olmayan her şahıs mümeyyizdir. Aynı kanunun 16. maddesine göre mümeyyiz küçükler kanuni mümessillerinin izni veya icazetleri altında bizzat kendi tasarruflarıyla borçlanmaya ehildirler.

Somut olay da, bononun tanzim tarihinde davacı Kazım henüz 18 yaşını ikmal etmediğinden, mümeyyiz küçük durumundadır. Velayet hakkı ise, babası hayatta olmadığı için TMK-264/1'e göre annesi Ummuhan'a ait olup adı geçenin aynı bono üzerinde borçlu olarak imzası vardır. Yani TMK-16. maddesinde aranan kanuni mümessilin rızası şartı gerçekleşmiştir.

Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan, bononun tanzim tarihinde davacının yaş küçüklüğü nedeniyle borçlandırıcı tasarrufta bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermesinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine,18.3.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Bu çıktı Dominant Mevzuat ve İçtihat programından alınmıştır.

YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 27.11.1997
Esas No : 1997/4842
Karar No : 1997/10101


743 - TÜRK KANUNU MEDENİSİ 16
6762 - TÜRK TİCARET KANUNU (TTK) 582

ÖZET
KAMBİYO SENETLERİYLE BORÇLANMA KONUSUNDA EHLİYET YÖNÜNDEN M.K.NUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANACAĞI KUŞKUSUZDUR. DAVALI DAVA KONUSU BONOYU DÜZENLEDİĞİ TARİHTE MÜMEYYİZ KÜÇÜK OLUP, M.K.NUN 16. MADDESİNE GÖRE MÜMEYYİZ BULUNAN KÜÇÜKLER KANUNİ MÜMESSİLLERİNİN RIZASI OLMADIKÇA KENDİ TASARRUFLARI İLE İLTİZAM EDİLEMEZLER. SOMUT OLAYDA SONRADAN REŞİT OLAN BORÇLU İCRA DOSYASINDA BORCU KABUL ETTİĞİNDEN BONODAKİ EHLİYET KOŞULUNUN GERÇEKLEŞTİĞİ BENİMSENEREK DAVANIN KABULÜ GEREKİR.

DAVA : Taraflar arasındaki takibin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili hakkında 10.9.1993 keşide,

15.12.1993 vade tarihli 35.000.000. TL. bedelli bonoya dayanarak takibe geçtiğini, söz konusu bononun tanzim tarihinde müvekkilinin 18 yaşından küçük olması nedeniyle hükümsüz olduğunu belirterek müvekkili bakımından bononun hükümsüzlüğüne ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının senedin tanzim tarihinde 18 yaşından küçükk halinin ileri sürülemeyeceğini ve davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kabulü ile Isparta 2. İcra Müdürlüğünün 1994/2116 sayılı dosyası ile davacı hakkında yürütülen takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

TTK.nun 582. maddesi hükmüne göre "akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, bono, çek ile de borçlanmaya ehildir". Bu nedenle kambiyo senetleriyle borçlanma konusunda ehliyet yönünden M.K.nun hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Davalı dava konusu bonoyu düzenlediği tarihte mümeyyiz küçük olup, M.K.nun 16. maddesine göre mümeyyiz bulunan küçükler kanuni mümessillerinin rızası olmadıkça kendi tasarrufları ile iltizam edilemezler. Somut olayda sonradan reşit olan borçlu icra dosyasında borcu kabul ettiğinden bonodaki ehliyet koşulunun gerçekleştiği benimsenerek davanın kabulü gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde reddinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.11.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.