Mesajı Okuyun
Old 05-10-2011, 18:21   #5
tiryakim

 
Varsayılan Daha yeni tarihli bir karar belki işinize yarar diye ekliyorum

T.C. YARGITAY

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/32195
Karar: 2010/19007
Karar Tarihi: 18.06.2010


İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI - İŞÇİNİN İŞVERENE ZARAR VERMESİ NEDENİYLE FESİH - İŞ SÖZLEŞMESİNİN HAKLI OLARAK İŞVERENCE FESHEDİLİP FESHEDİLMEDİĞİ - EKSİK İNCELEME - DAVANIN KABULÜNÜN İSABETSİZ OLUŞU

ÖZET: Somut olayda, katalogun gönderileceği kişilerin listesinin davacı tarafından hazırlandığı ve dağıtımın buna göre yapıldığı bellidir. Davalı şirket tarafından katalogun hatalı olarak gönderildiği abone sayısı net olarak bildirilememiş ise de, davalı delil listesinde işyeri kayıtlarına dayanmış ve bilirkişi raporuna karşı abone kayıtlarını sunarak itirazlarını bildirmiştir. Mahkemece davalı delil listesinde belirtilen kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak zarar ve kusur durumunun ve çıkacak sonuca göre feshin haklılığı hususun araştırılması gerekirken eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır.

(1475 S. K. m. 14) (4857 S. K. m. 17, 25, 26)

Dava: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi U.O. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 25 II- (ı) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hususu düzenlenmiştir.

İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.

Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren işçinin ve trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir.

İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir.

Bu noktada zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin 30 günlük ücretinin brüt ya da net ücret olduğu noktasında 4857 sayılı İş Kanunu'nda herhangi bir açıklık olmasa da, bu durumda işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir.

30 gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin 30 katı tutarı dikkate alınmalıdır.

Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir, ikramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan 30 günlük ücret içersinde değerlendirilmemelidir. Ancak ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde gerçek ücreti bu ödemeler toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur. Örneğin uygulamada uluslar arası yük taşıyan tır şoförleri asgari ücret ve sefer pirimi karşılığı çalışmaktadır. Sefer pirimi olarak adlandırılan kısım da, dar anlamda ücrettir. Bu durumda maddenin uygulanması anlamında 30 günlük ücret, tır şoförleri yönünden her iki ödemenin toplamına göre belirlenmelidir (Yargıtay 9. HD. 24.11.2008 gün 2007/32361 E., 2008/32028 K.).

Zararın 30 günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz, işverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş oluşunun da feshe hakkını olumsuz etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesi yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre zarara neden olan olayın oluşumundan başlar. Ancak 6 işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.

Somut olayda, katalogun gönderileceği kişilerin listesinin davacı tarafından hazırlandığı ve dağıtımın buna göre yapıldığı bellidir. Davalı şirket tarafından katalogun hatalı olarak gönderildiği abone sayısı net olarak bildirilememiş ise de, davalı delil listesinde işyeri kayıtlarına dayanmış ve bilirkişi raporuna karşı abone kayıtlarını sunarak itirazlarını bildirmiştir. Mahkemece davalı delil listesinde belirtilen kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak zarar ve kusur durumunun ve çıkacak sonuca göre feshin haklılığı hususun araştırılması gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı