Mesajı Okuyun
Old 27-12-2007, 16:39   #4
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No
: 1994/02996
Karar No
: 1994/03721

ÖZET:
Parselasyon işlemleri bizzat muhatabına tebliği gerekli sübjektif ve kişisel işlemler olduğundan, parselasyon işlemi sonucunda verilen yeni parsellerin tapularının düzenlenme tarihinin işlemi öğrenme tarihi olarak alınması suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde isabet görülmediği hk.
Temyiz İsteminde Bulunan : … Tesisleri ve Ticaret A.Ş.

Vekili: Av. …

Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı

Vekili: Av. …

İstemin Özeti : İzmir 1. İdare Mahkemesinin 5.1.1994 günlü, E:1991/523, K:1994/22 sayılı kararının, tapu senetlerinin herhangi bir şekilde kendileri tarafından alınmadığı, tapunun düzenlenme tarihinin öğrenme tarihi olarak alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi : Sübjektif ve kişisel bir işlem olan parselasyon işleminin bizzat muhatabına tebliği gerektiğinden, parselasyon sonucunda tahsis edilen yeni parsellerin tapularının düzenlenmesi tarihinde davacının el4ne geçtiği ve işlemin bu tarihte öğrenildiğini kanıtlar bilgi ve belge de bulunmadığından, davacının ise işlemi 10.4.1991 gününde öğrendiğinden bahisle. 22.5.1991 gününde bu davayı açtığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Savcı Aynur Şahinok'un Düşüncesi: 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ne göre yapılan düzenleme işleminin 4 pafta 374 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davayı süreden reddeden İzmir 1. İdare Mahkemesinin 5.1.1994 günlü E:91/523. K:94/22 sayılı kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

T.C. Anayasasının 125 ve 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin 2. fıkrasında idari dava açma süresinin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı 7201 sayılı Tebligat Kanununa ilişkin Tebligat Tüzüğünün 51. maddesinde de muhatabın muttali olduğu tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği kurala bağlanması karşısında ilan tarihinin dava açma süresinde başlangıç kabul edilemeyeceği gibi parselasyon planlarının düzenlemeye tabi tutulan kişiler için sübjektif ve kişisel işlemler olmaları nedeniyle 7201 sayılı Yasa uyarınca davacıya tebliğ edilmesi gerekmektedir.

Olayda ise; dava konusu işlemin ilanen tebligat yoluna başvurulmadan davacının adresinde tebligat yapılamadığına veya kendisinin dava konusu işleme muttali olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt olmaksızın sadece yeni oluşan parsellerin tapularının düzenlenme tarihlerinin işleme muttali oluş tarihi olarak esas alınıp davanın yukarıda belirtilen yasa kurallarına aykırı olarak süre yönünden reddinde isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.

Dava, … Köyünde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan ve 4.5.1990 günlü, 580 sayılı Belediye Encümeni kararı ile kabul edilen düzenlemenin davacıya ait 4 pafta, 374-parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacının, parselasyon planı sonucu oluşan parsellerden kendisine tahsis edilen 25-0-III b, III C pafta, 8545 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın tapusunu aldığı 20.8.1990 tarihinde parselasyon işlemini öğrendiği, öğrenme tarihinden itibaren 60 günlük süre içinde, en geç 19.10.1990 gününde açılması gerekirken 22.5.1991 gününde dava açıldığı gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

T.C. Anayasasının 125. maddesinde , idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasında da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı günden başlayacağı belirtilmiş, 7201, 711 sayılı Tebligat Kanununa İlişkin Tebligat Tüzüğünün 51. maddesinde ise tebliğin muhatap muttali olmuş ise geçerli olacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı ve muhatabın tebliğe muttali olduğunun ve bunun tarihin iddia ve ispatına cevaz bulunmadığı öngörülmüştür.

Nitekim Danıştay içtihatları Birleştirme Kurulunun parselasyon planlarına karşı açılacak davalara ilişkin 12.2.1970 günlü. E:1969/2, K:1970/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da Anayasanın idarenin işlemlerinden dolayı açılacak davalarda süre aşımının yazılı bildirim tarihinden başlayacağı hükmü karşısında ilan tarihini dava açma süresine başlangıç kabul etmenin imkansız olduğu, zira Anayasanın temel hukuk kuralları dışında bir konuyu ayrıntılarıyla düzenlemesi ve bu hükmün daha önceki Kanunlarda bulunup aynı konuyu düzenleyen hükümlere aykırı olması halinde konuyu yeniden düzenleyen Anayasa hükmünün uygulanmasının tabu olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterildiğinden bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri için sübjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuzdur. Ayrıca, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyon planlarında da buna paralel kurallar ver almış bulunmaktadır. Bu itibarla idarenin böyle bir işlemi bizzat davacıya ve 7201 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca tebliğ etmesi gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu işlemin ilanen tebliği, oluna başvurulmadan önce davacının adresine tebligat yapılamadığına ilişkin bir belge veya bilgi bulunmadığı gibi parselasyon işlemi sonucunda tahsis edilen yeni parsellerin tapularının düzenlenmesi tarihinde işlemin davacı tarafından öğrenildiğinin kanıtlayan bilgi ve belgenin de bulunmadığı, bu hususun İdare Mahkemesince de araştırılmadığı, davacının ise işlemin 10.4.1991 gününde iğrençliğinden bahisle, 22.5.1991 yününde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Bu durum, karşısında, parselasyon işlemi sonucunda verilen yeni parsel tapularının düzenlenme tarihinin, işlemi öğrenme tarihi olarak alınması ile, davanın sure aşımı nedeniyle reddedilmesine ilişkin İdare Mahkemesinde isabet görülmemiştir

Açıklanan nedenlerle, temyize konu İzmir'i, İdare Mahkemesinin 5.1.1994 günlü E:1991/523, K: 1994/22 sayılı kararının BOZULMASINA , dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 24.10.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.