Mesajı Okuyun
Old 12-03-2007, 12:45   #20
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

HUMK m. 421, 422’nin dışında m. 426/K ve 434, İcra ve İflas Kanunu m. 363 ayrıca Avukatlık Kanunu m. 169’da ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 3/1’de de hüküm bulunmaktadır.

Genel bir hukuk kuralı olarak, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uygun davranmalıdır. Aynı durum, yargılama hukuku için de söz konusudur. Yargılama içerisinde, yargılamayı başlatıp iddia ve savunmada bulunurken taraflar usûlî dürüstlük kuralına uygun hareket etmelidirler. Bunun aksine davranışlar hakkında, değişik yaptırımlar düzenlenmiştir.

Uygulamamızda, Sayın Av. Mehmet Saim Dikici’nin de belirttiği gibi maalesef bu hükümlerden neredeyse haberdar olunmadığı gibi, uygulanmasında da çekingen davranılmaktadır. Ayrıca doktrinde de bu hükümler üzerinde yeterince durulmamıştır (Bu konuda bkz. Doç. Dr. Muhammet Özekes, Yargılamada Dürüstlük Kuralına Aykırı Davranan Taraf Aleyhine Hükmedilecek Vekalet Ücreti, LEGAL Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Dergisi 2005, Sayı 1, s. 29 vd.). Oysa, bu hükümlerin yerinde ve gereği gibi uygulanması halinde, yargılamada dürüstlük kuralına aykırı davranışların engellenmesi bakımında ciddi bir caydırıcılığı olacaktır.

Bu hükümlerin uygulanması için, davacının kötüniyetli şekilde dava açması, davalının da kötüniyetli şekilde kendisine karşı dava açılmasına sebep olması ve her iki tarafın da yargılamada dürüstlük kuralına aykırı davranmış, dürüstlük kuralına aykırı usûl işlemleri yapmış olmaları gerekir. Tarafların kötüniyetli olmasına İİK’da ayrı yaptırımlar da öngörülmüştür (Bkz. İİK m. 67, 68/a, 72, 89, 97, 169/a, 170, 282 ve 363).

Ayrıca, Amerikan Hukuk Enstitüsü ve Özel Hukukun Bütünleştirilmesine İlişkin Milletlerarası Enstitü ile Avrupa Model Usul Kanunu Tasarısı ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin bu konudaki tasarı ve raporlarına da bakıldığında yargılamada yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve yargılamayı aksatan taraflara makul bazı yaptırımlar uygulanabileceği kabul edilmiştir. Bu da göstermektedir ki uluslararası metinlerde dahi yargılama düzeninin korunması ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak davanın yürütülmemesi için gerekli tedbirler alınabilir. Bunlar hak arama özgürlüğüne ve adil yargılama hakkına aykırı sayılmaz.

YARGILAMA BİR MÜCADELEDİR ANCAK, SONUÇ İÇİN HER YOLUN MÜBAH OLDUĞU BİR MÜCADELE DEĞİLDİR. TARAFLAR VE VEKİLLERİ DE BUNUN BİLİNCİNDE HAREKET ETMELİDİRLER.