Mesajı Okuyun
Old 14-11-2009, 21:08   #6
E.Polat

 
Varsayılan

Sayın Zeytin, miras bırakanın hissesini satması nedeni ile işinize yarar düşünşecisi ile bir içtihat paylaşıyorum. İyi çalışmalar..

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2003/7833
Karar No: 2003/8478
Tarih: 10.7.2003




DAVA : Taraflar arasında görülen davada; Davacı,miras bırakanı Emetullah Bahçeci'nin 32510 ada 36 parsel sayılı taşınmazın ½ payını kendisinden mal kaçırmak amacıyla davalıya muvazaayı olarak devrettiğini, taşınmazın imar uygulaması ile 25215 ada 8 parsel numarası aldığını,davalının satın aldığı paya karşılık 48/209 pay verildiğini ileri sürüp, tapu iptal,tescil kabul edilmediği takdirde tenkis isteğinde bulunmuştur. Davalı, miras bırakanın sağlığında torunları ile birlikte yaşadığını,torunlarının bankalara olan borçları nedeniyle dava konusu taşınmazın ½ sini 12.000 Dm ye kendisine sattığını, satışın muvazaalı olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,miras mırakanın dava konusu taşınmazı satmaya ihtiyacının bulunmadığı,gerçek iradesinin tek mirasçısı olan davacıdan mal kaçırmak olduğu, satış bedelinin gerçek değerinden düşük olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar,davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,tetkik hakimi Sadettin Akyol'un raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü;

KARAR : Dava,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal,tescil isteğine ilişkindir. Bilindiğıi üzere;Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliğiitibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusundaaçıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini istiyebilirler. Hemen belirtmek gerekirki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmıyacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçekirade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış güçünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince: Miras bırakanın davalının annesi olduğu,dava konusu taşınmazın ½ payının miras bırakana ½ payın davacıya ait olduğu,miras bırakanın davacının çocukları olan torunları ile birlikte oturduğu,hiçbir sosyal güvencesinin bulunmadığ, torunlarının bir kısmının borcu nedeniyle taşınmazdaki payını satma ihtiyacı duyduğu,davalının da alım gücünün bulunduğu,bu durumun aksini kanıtlayan bir delil ileri sürülmediği böylece temlikin gerçek satış olduğu, kanaatine varılmaktadır.

SONUÇ : Hal böyle olunca,davanın reddine karar verilmesi gerekirken,delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek kabulü yönünde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle,hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 10.7.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.