Mesajı Okuyun
Old 19-04-2007, 23:14   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Ayşe Hnm.ın görüşü doğrultusunda;
" Bonolarda 30 Şubat 2004 olarak saptanan vadenin hale göre 28 şubat yada 29 şubat 2004 olarak kabulü uygun görülebilir " ( Hüseyin Ülgen ...Kıymetli Evrak Hukuku 2006 sh:110 )
Ayrıca;
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2000/12-1011

K. 2000/1076

T. 21.6.2000

• BONO TANZİM TARİHİNİN 30 ŞUBAT OLARAK GÖSTERİLMESİ ( Bononun Geçerliliğine Etkisi )

• TANZİM TARİHİNİN 30 ŞUBAT OLARAK GÖSTERİLMESİ ( Bononun Geçerliliğine Etkisi )

• 30 ŞUBAT TANZİM TARİHLİ BONO ( Geçerliliği )

• İMKANSIZ BİR TARİHİN BONO TANZİM TARİHİ OLARAK GÖSTERİLMESİ ( 30 Şubat Tanzim Tarihli Bononun Geçerliliği )

6762/m.688

2004/m.71


ÖZET : Bono üzerinde tanzim tarihi olarak şubat ayının 30`u gösterilmesinin bir yanılgıdan kaynaklandığı ve tanzim tarihinin şubat ayının son günü olarak kabul edilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "Takibin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aksaray İcra Tetkik Merciince takibin iptaline dair verilen 11.11.1999 gün ve 195-191 sayılı Kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 28.12.1999 gün ve 16745-17482 sayılı ilamı ile; "... takip dayanağı bonolarda tanzim tarihinin 30.2.1997 olarak yazılı olması nedeniyle gerçeği yansıtmadığı ve bunun TTK.nun 688/6. maddesine aykırı bulunduğundan bahisle takibin iptal edildiği görülmektedir. Tanzim tarihinin 30.2.1997 olarak yazılmış olması halinde bu durumun belgenin bono olma özelliğini ortadan kaldıracağını kabul etmek aşırı bir şekilcilik olup, hakkın zayiine neden olur. Her ne kadar Şubat ayının 30. günü söz konusu olamaz ise de, tanzim tarihinin bu şekilde gösterildiği hallerde bunun yanılgıdan kaynaklandığının ve bu eksikliğin bononun niteliğini etkilemediğinin ve tanzim tarihinin Şubat ayının son günü olarak yazıldığının kabulü gerekir. O halde borçlunun esasla ilgili itirazlarının incelenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davalı Alacaklı vekili
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.6.2000 gününde, oyçokluğu ile karar verildi. (KAZANCI)