Mesajı Okuyun
Old 04-06-2007, 19:22   #2
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Danıştay, Telekom'un tarife paketlerinin iptali istemini reddetti

İyi de burada bir sakatlık yokmu

Telekom özel hukuk tüzel kişisi idi.

Ben de bir özel hukuk kişisiyim.

Bu iki özel hukuk kişisinin arasındaki bir sözleşmeyi tarafların birinin istediği gibi değiştirmesi nasıl bir hukuki onay içerebilir?

Gelelim son tarifelere:

Daha önce tasarruflu veya yazlık hat aboneleri belli bişr kontör alıp bunu kullanıyor, bu kullanımı aşarlarsa standart hatta göre daha fazla kontör ücreti ödüyorlardı. Şimdi bu kontör ücretleri gene alınıyor ama belli bir saat arasında kullanılmasına izin veriliyor. yoksa ertesi döneme devretmiyor.

Yahu arkadaş ben şu kadar kontör almışım, parasını da peşin vermişim. Benim malımı benim nasıl kullanacağıma nasıl karışırsın?

Öte yandan telekom özelleşti:
Büyük bir övünçle anlatılan olay "şehirler arası ile şehir içinin aynı fiyat" olması.

Nedeni ne?
Diğer şirketlerin fiyatları düşürmesi, şehirlerarasında telekomla rekabet edebilir hale gelmelerine rağmen şehir içinde telekomla rekabet edememeleri.

Benim bundan anladığım telekomun bize "yahu arkadaş tekel olduğum için seni yıllarca sömürdüm. Aslında hatlar kurulmuştu, senin şehirler arasındaki konuşmanla şehir içi konuşman arasında benim için çok fark yoktu. Ama avantajlarımı kullandım. Şimdi de şehir içi hatları yükseltip şehirlerarasını düşürerek fazla karımı sürdürmek istiyorum. Aslına bakarsan senin bana konuşma maliyetin bunların çok altında ama ne yapayım telekoma verdiğim parayı bir yıl içinde çıkarmak istiyorum. Benim ticari anlayışım bu" diyor. Şehirlerarası hat ile şehir içi hattın en azından bakım maliyetlerinin eşit olamayacağı açıktır. Ama nasıl olsa şehirlerarasından da (daha az da olsa) kar sağlayacak.

İyi de yıllarca tekel hakkına sahip olmuş bir şirket kendisi zam yaparken dikkatli olup bazı dengeleri gözetirken özelleştirildikten sonra böylesine bir zam nasıl yapılır? Senin memuruna işçine yaptığın zam ne? Benim tanıdığım bir sürü insan "zaten ayda yılda bir konuşuyordum" diye telefonlarını kapatıp cep telefonu aldı. Özellikle annelerimizi babalarımızı düşünün. Bir işleri yok. Ayda kaç kez telefon ederler?

Peki cep telefonu alacak güce sahip olmayan insanlar ne olacak? İletişim hakkının sağlanması anayasal bir haktır ve devlet bu hakkın kullanılmasını kolaylaştırmak zorundadır.

Özetlersek: Yargının geçmişten beri katılmalı sözleşmelerde uyguladığı bir kural vardı: "sen tekelsen sözleşmeyi istediğin gibi değiştiremezsin" Bu katılmalı sözleşmedir. 25 yıldır bu telefonları kullanıyorum. Bunları terketmek benim açımdan külfet olacaktır. O dönemde de telefonumu PTT. den almak zorundaydım ve aldım. Sözleşmemi de yaptım. Ben bu sözleşmenin bu tekel hakkına dayanılarak böyle oransız bir şekilde (bence sözleşme koşulları da değiştirilemez sadece tarife değiştirilebilir) değiştirilebilmesinin hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum. Buradaki temel dayanaklarımın katılmalı sözleşme olması ve sözleşmenin tek taraflı irade ile değiştirilememesi (yeni şirket telekomu (ticari işletmeyi) aldığına göre hakları ve borçları ile almıştır, bu çerçevede önceki sözleşmedeki yükümlerini tek taraflı bir irade beyanı ile değiştiremez) olduğunu belirteyim.

Ben bu konunun açılıp tartışılması yanlısıyım. Ben dava açmayı düşünüyorum ama kafamda tam oluşturamadım. Katkıda bulunabilecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

Saygılar