Mesajı Okuyun
Old 07-06-2009, 17:20   #10
rıza

 
Varsayılan

Şirket müdür veya temsilcinsin 06.06.2008 tarihinden önceki bir tarihe ait ödeme vadesi geçmiş amme borcuna 5766 sayılı kanunla eklenti yapılan 6183 sayılı kanunun Mük 35. maddesine göre takibinin usül yönünden yasallığı


6183 sayılı kanun değişmeden önceki uygulama;

1- Şirket ortağı amme alacaklısı tarafından 6183 sayılı kanun 35. maddesi tarafından
takip ve tahsil olunur.
2- Şirket müdürü ortak veya kanuni temsilcisi VUK’nun 10. maddesine göre takip edilir
ve tahsil olunur.

6183 sayılı kanunun değiştikten sonraki uygulama;

1- Şirket ortağı şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılanamme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

Eklenen cümle;
Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. ( yürürlük 06.06.2008 )
Bu tarih itibarı ile şirket ortağı alacağın doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamana ödenmemesi durumunda müteselsil sorumludur.

Alacağın doğduğu ile tarh zamanı
Ödenmesi gerektiği zaman ile ödeme vadesini ifade etmektedir.

2- Şirket müdürü veya temsilcisi teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Eklenen cümle;
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.
Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz. ( yürürlük 06.06.2008 )

Bu tarih itibarı ile şirket müdürü veya kanuni temsilcisi alacağın doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanda ödenmemesi durumunda müteselsil sorumludur

Alacağın doğduğu ile tarh zamanı
Ödenmesi gerektiği zaman ile ödeme vadesini ifade etmektedir.

Eklenen yeni bir farklılık ise şirket müdürü veya temsilcilerinin 06.06.2008 tarihine kadar 213 sayılı kanunun 10. maddesine uygun takip ve tahsil, Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz tümcesi ile sözü edilen tarih itibarı ile tahakkuku verilmiş normal vadesinde ödenmemiş borçlar için 6183 sayılı kanunun Mük 35. maddesi ile uygulanabilir takip ve tahsil imkânıdır.

Bu değişik ile bir takım uygulama sorunu yaşanmaktadır. Örneğin 2004 yılı bir amme borcu o dönemin şirket müdürü veya temsilcisinden 06.06.2008 tarihinden sonraki bir tarih de 6183 sayılı kanunun Mük. 35. maddesine göre ödeme emri takibi ve tahsili yasal mıdır?

Bu konuda yaklaşım 5766 sayılı kanun geçici 1. maddesinde yer alan Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır tümcesinden yola çıkmak gerekir.

Bu tümce ile tahakkuku verilmiş ancak yasal ödeme süresi geçmeyen henüz tahsil edilmemiş borçları kapsadığı ifade edilmek istenilmiştir. Kanun koyucunun geriye doğru bir hak edinimi elde edilmesi maksadını isteseydi "tahsil edilmemiş bulunan" yerine "tahsil edilemeyen " cümlesini kullanması gerekirdi. Bu iki kavram tamamı ile farklı kavramlardır.Tahakkuku verilmiş henüz vadesi gelmeyen borç tahsil edilmemiş borçtur. Bunun yanında tahakkuku verilmiş fakat ödeme vadesinde ödenmemiş borç ise tahsil edilemeyen borçtur.

Diğer bir yaklaşım ile kanunu geriye doğru işleterek bir hak elde edilmesi mümkün değildir.

Örneğimizde 2000 yılına ait bir borç 6183 sayılı kanunun Mük. 35. maddesine göre 06.06.2008 tarihinden sonrada olsa takibi mümkün değildir. VUK 10. maddesine göre takibi yapılması gerekir.
6183 sayılı kanun Mük. 35. maddesine eklenen Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz. ( yürürlük 06.06.2008 ) ifadesi yürürlük tarihi itibarı ile tahakkuku verilmiş vadesinde tahsil edilmemiş borçlar için işlemeye başlaması tartışmasız bir hukuk kuralıdır. 5766 sayılı kanunun geçici 1. Madde ile Kanun Koyucunun kanun hazırlanma ve yayınlanma aşamasında kötü niyetli kişilerin amaçlarına ulaşmasını önlemek amacı ile metine aldığı kısa bir dönemi oluşturmaktadır.

Herkese mutluluk ve sağlık dilerim