Mesajı Okuyun
Old 01-06-2009, 19:04   #5
rıza

 
Varsayılan İŞİn ÖzÜ

Sayın Hukukçu55;


Yukarıda belirtilen kanun değişikliği ile kanun koyucunun maksadı;

Geçici Madde 0001:
Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır.

Aynı kanun 1. Maddesinde aynen olmak üzere,

"Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi: Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,

Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi: Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,"

Tanımları mevcuttur.

A) Tahsil edilmemiş
B) Tahsil edilemeyen
C) Tahsil edilemeyeceği anlaşılan

Tümceleri ayrı ayrı kavramlardır. B ve C bendinde yazılı kavramlar kanun maddesi ile tanımlanmasına karşın tahsil edilmemiş alacaklar tanımı kanunda Geçici 1. maddesinde yer bulmaktadır.


İlgili Kanunun Geçici 1. Maddesinde yer alan tahsil edilmemiş amme alacağından maksat kanun yürürlüğe girdiği tarihte tahakkuku verilmiş fakat henüz tahsil edilmemiş amme alacağından bahs edildiği kuşkusuzdur.

Kanun koyucunun bu maksadı dışında yapılan tüm yorumlar ana kanun ve diğer kanunlara aykırılık teşkil eder.

Örnek verecek olursak;

Kanun maddesi 06.06.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2008 Mayıs adı KDV beyannamesini 01.06.2008 tarihinde tahakkuk ettirmiş bir şirketin 26.06.2008 tarihinde ödemesi gereken verginin tahsil edilmemiş olması durumunda bu zaman dilimi içerisinde sabit bulunan veya değişen şirket kanuni temsilcisinin veya ortağın müteselsil sorumluluğu devreye girmektedir.

Aynı durum vergi incelemesine bağlı resen tarh edilen vergiler içinde geçerlidir. Örneğin vergi incelemesi geçirmiş bir şirket uzlaşmaya gitmiş, uzlaşma tarihinde vergilerin tahakkuk 02.06.2008 tarihi olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu vergilerin ödeme tarihi ise 1 ay olacağından bu süre içersinde tahsil edilemeyen vergilerden şirketin 02.06.2008 tarih ve sonrasında değişikliğe uğrayan kanuni temsilci veya ortağın müteselsil sorumluluğu söz konusu olacaktır.

SORUN:

Kanun koyucunun bu maksadı taşıyan kanun metninin uygulayıcısı olan vergi daireleri veya mal müdürlükleri bu farkı görememek veya anlayamamaktadır. “Ben tüm kanuni temsilciyi veya ortağı sorumlu tutarım” zihniyeti oluşmuştur.

Benim size anlatmak istediğim uygulamadaki hata ve sessiz kalarak tüzel kişilik temsilcisi veya ortağının bunu kabul etmesidir

İşte bu nedenledir ki; kanun bu şekilde değişikliği ile ortağı veya kanuni temsilciliği ilgili dönemde olmayan birçok kişinin kafası karışmaktadır.

CÖZÜM:

Yukarıdaki kısa anlatımımla;

Bu yönde haksız uygulama geçiren tüzel kişiliklerin kanuni temsilcisi veya ortağının yukarıda belirttiğim şekildeki bir durum karşısında yasal haklarını kullanmasıdır. Yasa koyucunun maksadı ortadadır.

Herkese sağlık ve mutluluklar dilerim