Mesajı Okuyun
Old 20-03-2009, 21:57   #5
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan örnek karar

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/1307
Karar: 2008/3084
Karar Tarihi: 17.03.2008

ÖZET: Davacı tarafından kiraların kendisine ödenmesine ilişkin davalıya tebliğ edilmiş bir ihtar olmadığından yapılan icra takibi ile gönderilen ödeme emri nedeniyle davalının temerrüde düştüğünden bahsedilemez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekir.


(818 S. K. m. 260)

Dava: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Davacı alacaklı kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak davalı borçlu hakkında başlattığı icra takibine vaki itiraz üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda 1.9.2006 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazı 27.10.2006 tarihinde satın aldığını, davalının kira bedelini ödememekte temerrüde düşmesi üzerine hakkında icra takibi yaptığını, davalının süresinde haksız olarak itirazda bulunduğunu belirterek itirazın kaldırılması takibin devamı kiralananın tahliyesi ve %40 icra tazminatı verilmesini istemiştir. Davalı borçlu vekili ise icra dosyasına verdikleri itiraz dilekçesini aynen tekrar ettiklerini, müvekkilinin 1.9.2006 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, sözleşmedeki kiralayanın B.Y. bulunduğunu, davacı ile aralarında bir sözleşme bulunmadığı gibi davacı tarafından taşınmazı iktisap ettiğine ve kiraların kendilerine ödenmesi için bir ihtarname gönderilmediğini bu nedenle temerrüt oluşmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Borçlar Kanununun 260. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır.

Olayımıza gelince; takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 1.9.2006 tarihli ve bir yıl süreli sözleşme davalı ile dava dışı kiralayan B.Y. arasında yapılmıştır. Davacı, davalının kiracı olarak bulunduğu taşınmazı 27.10.2006 tarihinde önceki malik B.Y.'dan satın aldığı anlaşılmaktadır. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Kiralananı sonradan iktisap eden davacı taşınmazı iktisap ettiğini ve iktisap tarihinden sonra kiraların kendisine ödenmesi için davalıya tebliğ ettirdiği bir ihtarname bulunmamaktadır. Davacı tarafından kiraların kendisine ödenmesine ilişkin davalıya tebliğ edilmiş bir ihtar olmadığından yapılan icra takibi ile gönderilen ödeme emri nedeniyle davalının temerrüde düştüğünden bahsedilemez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygı ile,